Doyumsuz ve gereksiz tüketim alışkanlığı beraberinde pek çok sorunu da peşinden getirdi. Kenara atılmış ve belki de bir kere bile doğru düzgün kullanılmamış eşyalar artık kendi başlarına krallıklarını kurabilecekleri adalara sahipler. Bir diğer yanda, sömürü düzeni ile üretilmiş birçok markayı görebiliyoruz. Hayvanlar katlediliyor, insanlar saatlerce en düşük paralara çalıştırılıyor, ayrımcılıklar yapılıyor.

Özellikle moda endüstrisinin çıkardığı hızlı moda (fast fashion) kavramı ile tüketim çılgınlığı farklı bir boyut kazandı. Markalar bir yıl içerisinde, uygun fiyatlarla kat be kat yeni koleksiyonlarını satışa sunuyorlar. İnsanlar aldıklarını ikinci kere giymeden yeni çıkan koleksiyonlara doğru koşuyorlar.

Tabii tüm bunların insani ve ekolojik bedelleri var. Bunların ardından bazı üreticiler de “daha adil ve ekolojik nasıl var olabiliriz” diye düşünmeye başladılar.

Peki, nedir adil ticaret?

Kavramın kökeni aslında 1950’lilerin başlarına dayanıyor. Avrupalı ve Amerikalı gezginlerin farklı ülkelerdeki yerel esnafın, çiftçinin işletmelerinin maliyetini karşılamak için nasıl mücadele ettiklerini gözlemesi ile her şey başlıyor. 1990’larda ise Pau Rice, Nikaragua’da kahve çiftçileriyle çalışırken adil ticaretin dünya genelinde uygulanabilirliğini yönetebilecek standartlar oluşturmaya karar veriyor ve 1997’de ABD’ye geri döndüğünde Fair Trade USA’yı kuruyor. Yani bu, günümüzdeki Adil Ticaret Sertifikasyonu olarak bildiklerimizin temelini oluşturuyor.

Adil ticaret kavramı, gelişmekte olan ülkelerdeki üreticilere yardım etmeyi ve sürdürülebilirliği teşvik etmeyi amaçlayan pazar odaklı organize bir sosyal hareketi ifade ediyor. Bununla birlikte üreticilere daha yüksek ödeme yapılmasını da savunuyor.

Dünya Adil Ticaret Günü

Dünya Adil Ticaret Günü de Mayıs ayının ikinci Cumartesi gününe denk geliyor. Bu gün, sürdürülebilir kalkınmaya, özellikle küçük üreticilerin ekonomik olarak güçlendirilmesine, iş yerlerinde cinsiyet eşitliğine ve sorumlu üretim uygulamalarına somut bir katkı olarak kutlanan kapsamlı bir dünya festivali olarak tanımlanıyor.

Bir ürünün Adil Ticaret çerçevesinde üretilip üretilmediğini nasıl anlarım?

Bu noktada dikkat edebileceğiniz bazı noktalar var. Adil Ticaret ürünlerini, üçüncü taraf bazında belgeleyen birkaç kuruluş var. Bu belgelerden birine sahip olup olmadıklarına bakabilirsiniz. Markaların internet sitelerini inceleyebilirsiniz. İyi işletmeler bu politikaları ve uygulamaları hakkında ayrıntılı bilgi sunacaklardır. Yine siteden Dünya Adil Ticaret Örgütü’ne (WTFO) veya benzeri bir organa üye olup olmadığını görebilirsiniz.

Adil ve sömürüsüz markaları bir araya getiren çevrimiçi oluşumlar da var. Bildiğim kadarıyla ülkemizde henüz böyle bir platform yok. Küresel düzeyde ise Vegan-A-Porter gibi çeşitli oluşumlar mevcut. Mesela burası küçük işletmeler çerçevesinde adil ticaret yapan vegan moda markalarını bir araya getiriyor.

BONUS: True Cost

True Cost (2015) belgeseli ile tüketicinin düşük maliyetli lüks moda için yaptığı baskı ve bu ürünleri üreten atölye işçilerinin kıt kanaat geçimi arasındaki bağları çok net görebilirsiniz.