Kimimiz süslenip püslenmeyi seviyor. Tarih boyunca birçok insan çeşitli yollarla kendi tarzını, duruşunu yansıtmaya önem vermiş. Bir yandan da artık günümüzde birçok şey ağır bedellere sahip.

Moda endüstrisinin çıkardığı hızlı moda (fast fashion) kavramı en yeni, en son moda ürünleri uygun fiyatlarla heyecan yaratarak mağazalarda satışa çıkarılmasını kapsıyor. Tüketim çılgınlığı ultra hızlı tüketim çılgınlığına doğru evrildi. Büyük moda markaları artık yıl içinde eskisinden daha fazla yeni koleksiyon ürünlerini satışa çıkarıyor. Aldığımız daha eskimeden vitrinlerde yeni koleksiyon ürünleri çoktan yer almış oluyor bile.

Hızlı moda ürünleri fiyat olarak birçokların alabileceği düzeyde olsa beraberinde ekolojik bedeli de getiriyor. Dünya çapındaki tüketiciler daha fazla giysi satın aldıkça ürünler ucuzluyor ve yeni stiller için büyüyen pazar ekolojiye zarar veriyor. Moda endüstrisi, tüm insanlığın karbon emisyonlarının yüzde 10’unu üretiyor. Sektör, Dünya’nın su tedarikindeki ikinci en büyük tüketici konumunda ve okyanusları mikro plastiklerle kirletiyor. Daha da kötüsü tüm tekstillerin yüzde 85’i her yıl çöpe gidiyor. Bazı çamaşır türlerini yıkamak okyanusa binlerce mikro plastik türünün karışmasına neden oluyor.

Hızlı modanın gezegen üzerindeki etkileri

İşte hızlı modanın gezegen üzerindeki etkileri:

  • 2000’lerden beri giyim üretimi iki kat arttı. İnsanlar 2014’te, 2000 yılına göre yüzde 60 daha fazla giysi satın alırken, giysilerin sadece yarısını sakladılar.
  • Avrupa’da moda şirketleri 2000 yılında yılda ortalama iki koleksiyonken 2011 yılında koleksiyon sayısı beşe yükseldi. Bazı markalar daha fazla koleksiyon sunuyor. Zara yılda 24 koleksiyon çıkarırken H&M 12 ile 16 arası çıkartıyor.
  • Bu kıyafetlerin çoğu çöplükte bitiyor. Çöp kamyonu eşdeğerindeki kıyafetler her saniye yakılıyor veya atılıyor. Her yıl tekstillerin yüzde 85’e kadarı çöplük alanlarına gidiyor.
  • Bu arada çamaşır yıkamak, okyanusa her yıl 500 bin ton mikro elyaf karıştırıyor. Bu da 50 milyar plastik şişeye eşdeğer. Bu elyafların çoğu, giysilerin yüzde 60’ında bulunan ve plastik olan bir polyesterdir. Polyester üretimi, pamuktan iki ila üç kat daha fazla karbon emisyonunu açığa çıkarır ve polyesterler okyanusta bozulmaz. Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından hazırlanan 2017 raporunda, okyanusta asla biyolojik olarak parçalanmayan çok küçük plastik parçaları olan mikro plastiklerin yüzde 35’inin polyester gibi sentetik tekstillerinin yıkanması ile geldiği tahmin ediliyor. Genel olarak mikro plastiklerin okyanustaki plastik kirliliğinin yüzde 31’ini oluşturduğu tahmin ediliyor.
Hızlı modanın gezegen üzerindeki etkileri
  • Moda endüstrisi, insanlığın karbon emisyonlarının yüzde 10’undan sorumludur. Bu, tüm uluslararası uçuşlardan ve deniz taşımacılığının totalinden daha fazla emisyona denk geliyor.
  • Moda sektörü mevcut yörüngesinde devam ederse Ellen MacArthur Vakfı’nın 2017 raporuna göre, karbon bütçesinin bu payı 2050 yılına kadar yüzde 26 yükselebilir.
  • Moda endüstrisi aynı zamanda dünyadaki en büyük ikinci su tüketicidir. Pamuklu bir gömlek üretmek için yaklaşık 700 galon su gerekir. Bir kişinin üç buçuk yıl boyunca günde en az sekiz bardak içmesi için yeterli su miktarıdır. Bir çift kot pantolon üretmek için yaklaşık 2 bin galon su gerekir. Bu, bir kişinin 10 yıl boyunca günde sekiz bardak içmesi için fazlasıyla yeterlidir. Bunun nedeni hem kotların hem de gömleğin yüksek oranda su yoğunluğuna sahip bir bitkiden yapılmış olmasıdır: pamuk.
  • Moda su kirliliği sorunlarına neden oluyor. Tekstil boyama dünyanın ikinci en büyük su kirleticisidir, çünkü boyama işleminden kalan artıklar genellikle hendeklere, akıntılara veya nehirlere dökülür. Moda endüstrisi dünyadaki tüm endüstriyel su kirliliğinin yüzde 20’sinden sorumludur.

Tüm bunların konuşulmasının ardından bazı giyim şirketleri daha adil ve sürdürülebilir fikirler üzerine kafa yormaya başladı. Tekstil kirliliğini azaltmak ve daha sürdürülebilir pamuk yetiştirmek için girişimler katılarak bu eğilimleri yakalamaya çalışıyorlar. Mart ayında Birleşmiş Milletler arasında, sektörü daha az zarar verici hale getirme çabalarını koordine edecek olan Sürdürülebilir Moda İttifakı başlatıldı.

Peki, bireyler olarak bizler ne yapabiliriz? Gereksiz alışverişten kaçınmak bunun ilk adımı olabilir. Herhangi bir şey satın alırken iki kere düşünmemiz gerekiyor. Daha da önemlisi aldığımız şeyi uzun süreli kullanabilmeliyiz. Bunun dışında elimizdekileri dönüştürebiliriz. Tekrardan tasarlayabiliriz. Yerli üreticinin ürünlerini tercih edebiliriz. Aldığımız ürünün nereden, nasıl geldiğini sorgulayabiliriz.

Kaynak: Business Insider