Teknoloji ve insan arasındaki savaş; bilim insanları 5G hakkında uyarıyor

Yaklaşık 35 farklı ülkeden 180’nin üzerindeki doktor ve bilim insanı 5G’nin sağlık ve çevre üzerindeki olası etkileri hakkında uyarılar yaparak, bu teknolojinin ertelenmesini önerdiler. Bu bilim insanları, “Avrupa Konseyi’nin 1815 Sayılı Kararı”na 2017’de bir belge yayınlayarak cevap vermişlerdi.
Belgeye göre; 5G radyo frekansı, elektromanyetik alanlara (RF-EMF) maruz kalmayı önemli ölçüde arttıracak, bu da insanlara ve çevreye zararlı sonuçlar doğuracak.
Kendi kendine süren otomobiller gibi örneklerle 5G yeni bir dünyanın kapılarını bizlere açıyor. Ayrıca 5G, potansiyel olası sağlık risklerinin uzun bir listesini de bizlere veriyor. Brüksel ve Cenevre kentleri endişelerinden dolayı 5G denemelerini engelledi bile.
5G teknolojisi 30 ile 300 GHz aralığında radyo milimetre bantları vaat ederken, 4G yaklaşık 6 GHz’ye çıkıyor. 2G, 3G ve 4G’den önce radyo frekansları iyi huyluydu. Bu dönemlerde, radyo programlarının beynimizi kızartıp kızartmayacağından asla endişe etmemiştik. Ne yazık ki kablosuz G teknolojisi kavramı başlatıldığında, küresel halkı saniyede 1 milyar devirde mikrodalgalara benzer frekanslara maruz bırakmaya başladık.
4G yeterince kötüyken, 5G tamamen yeni bir delilik seviyesi olabilir mi? Gerçekten de 5G dünya tarihindeki en aptal fikir mi?
Kablosuz sistemlerdeki en son gelişmeyi ifade eden 5G, daha büyük kanallar, daha yüksek hız, daha büyük veri paketleri ve bir dizi cihazı tek bir yerden bağlama gibi gelişmeleri vaat ediyor. Başlangıçta 5G ağlarının hepsi aynı şekilde çalışmayacak. Bazıları daha yavaş, bazıları süper hızlı olacak ancak sınırlı kapsama alanı olacak. 5G dünyanın gördüğünün aksine, global bir ızgara oluşturacak.
Bununla birlikte 5G teknolojisinin sağlık riskleri hakkında aslında zorlayıcı veriler yok. 5G başladığında, bugüne kadar insan üzerinde gerçekleştirilen ilk gerçek test olacak. 4G’nin dalga boyu cilt yüzeyinde dolaşırken, 5G’nin milimetre dalgaları daha sinsi. 5G dalga boyları yayıldığında, cildimiz onları otomatik olarak emecek; bu da cildin sıcaklığının yükselmesine neden olacak.
Şu an üç ülkede 5G kullanılıyor; bu, insanlar üzerinde ilk küresel elektromanyetik radyasyon testi olarak anılıyor. Kablosuz endüstri yöneticilerinin çoğu, meşru 5G sağlık endişelerinin uzun listesini ortaya koyarken çoğu bilim insanı da halkın tehlikede olduğuna ve daha fazla test yapılması gerektiğine inanıyor. Bunun yanında Dünya Sağlık Örgütü de risk yok diyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün Uluslararası EMF Projesi, “onlarca yıldır sürdürülen EMF araştırması kapsamında elektromanyetik alanlardan kaynaklanan önemli bir halk sağlığı riskinin ortaya çıkmadığını” vurguluyor.
Bir yandan da birçok bilim insanı, mikrodalga fırınlarından sızan elektromanyetik radyasyonun kanserojen olduğunu ve bu dalgaların DNA yapısını değiştirdiğini söylüyor. 5G’nin piyasaya sunulmasını ise mikrodalga fırının kapısının sonsuza kadar açık bırakılmasına benzetiyorlar.
Mahallenizdeki her hücre kulesi radyo frekansı (RF) radyasyonu yayar. Radyasyon kansere neden olur. 5G kuleleri ve mini istasyonları son derece tehlikeli olabilir.
Ortalıkta bu konu ile ilgili çok fazla görüş olsa da denenmemiş teknolojiye karşı bilim insanları arasında ateşli tartışmalar dönüyor. Genel olarak radyasyon, insan ve hayvan DNA’sını mutasyona zorlayarak ya da kansere neden olan belirli hücre gruplarını öldürerek DNA’yı mahvediyor.
Radyasyona uzun süreli maruz kalındığında ise mide bulantısı, şişme, saç kaybı, iştah azalması, halsiz hissetme, zarar görmüş organlar, enfeksiyonlar, ölüm gibi sonuçlar bekleniyor.
KORUYAMAZSINIZ! Yani, eğer uyarılar gerçek çıkarsa bence yüzde 100 ne yazık ki koruma yok. Şayet Mars’a veya Ay’a taşınmayı düşünmüyorsanız. Bu konuyla ilgili yapılabilecekler sınırlı. Birçok şehirde binlerce bu kule ve istasyondan olacağı için bunlardan kaçınmak neredeyse imkânsız. Telefonun hâlâ çekmediği yerler bunun için iyi bir alternatif olabilir. Lakin herkes dağlarda yaşamayı tercih etmediği için ilk adım olarak cihazınızla olan bağımlılığınızı gözden geçirmekle başlayabilirsiniz.
Yine de, kedimizi radyasyondan korumak için yapabileceğimiz şeyler olduğunu söylüyorlar. Ne kadar doğru emin olamıyorum. Son zamanlarda her şeye şüpheli yaklaşma ihtiyacı hissediyorum. Velhasıl kelam bu söylenenlere göre; sağlığımıza ve diyetimize ne kadar çok odaklanırsak bağışlık sistemimiz o kadar fazla 5G radyasyonu ile ilgili zorluklara karşı savunabilir.
Spirulina, buğday çimi, C vitamini ve benzeri takviyeler sağlığımızı her zaman daha güçlendirecek. Bunlar titreşimlerimizi arttıracak Güneş ışığının tüketilebilir formlarıdır. Yoga, meditasyon, mantralar ve diğer dua türleri de yaşam enerjimizi korumada faydalı olabilir (Tabii böyle şeylerin gücüne inanıyorsanız.)
Bir hücre kulesinin veya mini istasyonunun yakınında yaşamamayı seçebilirsiniz. Bir EMF ölçer alıp, evinizin 30 metre içindeki radyasyon seviyesini sık sık ölçmeyi deneyebilirsiniz. Sağlıklı beslenin ve bağışıklık arttırıcı takviyeler alın. Doğanın içinde bol bol vakit geçirin. Cep telefonunuzu asla yatak odanızda tutmayın ve kullanım sürenizi düşürün. Seyahat ederken cep telefonunuzu EMF koruyucu torbasında saklayın. Elektromanyetik alanları dağıtan ve onları faydalı alanlara dönüştüren bazı orgonit‘ler satın alabilirsiniz. Bu konu ile ilgili gelişmeleri sürekli takip edin.
Çok minimal düzeyde öneriler ama dediğim gibi yapabileceğimiz sınırlı şeyler. Belki bu bilim insanlarını dinlerler ve 5G teknolojisini ertelerler; üzerine daha çok çalışma yapılarak daha güvenli yollar bulurlar. Son olarak, Türkiye’de 5G’nin başlatılacağı şehrin 2020 yılında Bolu olduğunu da ekleyeyim; mercilerden yapılan açıklamalar bu yönde.
Herkese kızarmamış bir hayat dilerim!
Kaynak: Gaia