Khris De Decker’ın 2007 yılında Low Tech Magazine’de yayımlanan makalesine göre, ekolojiye en çok zarar veren taşımacılık türünün hava yolu olmasına rağmen, hava gemilerinin hızları düşürülürse doğa dostu bir seçenek haline gelebilir.

Ohio Airships isimli bir Amerikan şirketi, ekolojik problemleri önemli ölçüde kısarken, hava kargosu avantajlarını birleştiriyor. Şirket, dynalifters isimli yavaş hava kargo gemisini tasarlayarak bunu başardı. Bu hava gemileri, zeplinler ve uçakların seyahat kavramları ile harmanlanarak ve geleneksel hava gemilerinin verdiği ekolojik zararlar hesaplanarak tasarlandı. Bir Boeing 747 uçağından üç kereden fazla nakliye taşıyabilen Dynalifters, saatte sadece 200 km hız ile seyahat ediyor ve daha az yakıt tüketiyor.

Zeplin ve diğer hava gemileri uçak ve helikopterlerden farklı bir prensiple çalışırlar. Uçak ve helikopterler aerodinamik kuvvetleri kullanarak, yani hızla hareket eden havanın yarattığı, kanat ve pervaneler üzerindeki basınç farkı sayesinde havada kalırlar. Hava gemileri ise havadan daha hafif bir gazın kaldırma kuvvetini kullanarak, bir başka deyişle aerostatik kuvvetlerden faydalanırlar. (Açık Bilim) Zeplinden farklı olan Dynalifter ise kanat ve gövdesi üzerindeki aerodinamik ile ağırlığının büyük bir kısmını taşıyan iç çerçeveye sahip ve havadan daha hafif değil.

Şirket dört farklı boyutta, dört kavramsal tasarımı çoktan tamamladı. Bütün tasarımlar, hızlı yükleme boşaltma yapılabilmesi için ayrılabilir kargo bölümleri ile donatıldı ve 37 metre uzunluğunda bir prototip tasarlandı ve test edildi.

Bilindiği üzere, malların taşınmasında doğaya en fazla zarar veren ulaşım şekli, hava yoludur. Birinci sebep, teknolojinin kendisi. Hava taşıtları, diğer ulaşım araçlarına göre oldukça fazla miktarda yakıt yakıyor ve daha fazla sera gazı salımı yapıyor. İkinci neden, coğrafi ticaret davranışlarına göre, malların çoğunlukla doğudan batıya ticaretinin yapılmasını dikta ediyor olması. Air France’a göre, Avrupa’dan Asya’ya seyahat eden her kargo uçağı için sekiz kargo uçağı geri seyahat ediyor. Bu da, sadece malları toplamak için kargo uçaklarının boş ağırlık ile uçtuğunun anlamına geliyor.

Kargolama işleminin hava yolu ile yapılmasının kendi açısından ekolojik avantajlara sahip olduğu söylenebilir. Kamyonlardan farklı olarak, uçakların yollara ihtiyacı yoktur. Aynı zamanda gemilerin yaptığı gibi okyanusları kirletmez. Gemiler seyahat halindeyken denize saldıkları balast suyu bile başlı başına okyanus ekosistemlerine ciddi zararlar verir.

Kuzey Amerika ve Avrupa, ayrıntılı yol sistemlerine halihazırda sahipken; Afrika, Asya ve Güney Amerika gibi kıtalar için karmaşık yol sisteminin geliştirilmesi pahalı olabilir ve çevresel olarak akla yatkın değildir.

Balast suyu nedir?

Yaklaşık 120 yıl önce çelik gemilerin inşasından bu yana seyirde gemiyi dengeli hale getirmek için balast suyu kullanılmıştır. Balast suyu güvenli seyir şartları sağlamak için seyir boyunca pompalanır. Bu uygulama geminin üzerindeki stresi azaltır, yatay denge sağlar, ileri sürüşü ve manevra kabiliyetini iyileştirir ve yakıt ile su tüketimine bağlı olarak oluşan ağırlık kaybını telafi eder. (TÜDAV)

9 Şubat 2015, Gaia Dergi