Yapılan yeni bir çalışma “Avrupa’daki evlerin karbon ayak izlerinin eşitsiz dağılımı” ile zengin ve yoksullar arasındaki karbon emisyonlarının eşitsizliğine odaklanıyor. Araştırmanın sonucuna göre zenginler daha fazla karbon emisyonu salıyorlar.

Araştırmanın yazarları Diana Ivanova ve Richard Wood, gezegenin ortalama ısınmasını 1,5 derecenin altında tutacaksak 2030’a kadar kişi başına emisyonlarımızı 2,5 tona indirmemiz gerektiğini vurguluyorlar.

Tipik iki kişilik bir süper zengin hane halkı yılda 130 ton kadar karbon ayak izine sahip. Yani bu, zenginler için kişi başına yılda yaklaşık 65 ton CO2’e denk geliyor ve bu da küresel ortalamanın 10 katından fazlası ediyor.

Evlerinin çatılarına güneş panelleri koyuyorlar. Elektrikli arabalar (1) kullanıyorlar. Peki, bu zenginler bu karbonları nasıl üretiyor? Ortalama yılda 43.1 ton üreten zenginlerin ekolojik ayak izlerinin yüzde 22.6’sı sadece uçuşlardan kaynaklanıyor. Yani hava yolculukları zaten karbon ayak izlerinin yarısından fazlasını kapsıyor. Özel jetler de olunca kahvaltıyı Paris’te, akşam yemeğini İtalya’da yapalım diyorlar sanırım.

Zenginler daha fazla karbon emisyonu salıyorlar
Zenginler kişi başına yılda yaklaşık 65 ton CO2 tüketiyorlar. Fotoğraf: Joshua Coleman/Unsplash

Avrupa Birliği’nin ilk yüzde 1’lik dilimi 2,5 tonluk hedefin 22 katından fazla. Havacılık özellikle en yüksek harcama esnekliği ile öne çıkıyor. Paket tatiller ve hava taşımacılığı yüksek enerji yoğunluğu ile lüks ürünler arasında yer alıyor.

Diana ve Richard, iklim değişikliğinin azaltılmasında yüksek gelirli kesimlerin daha fazla sorumluluğunun bulunduğunu belirtiyorlar. İklim krizi mücadelesi çerçevesinde politika yapıcıların, bu aktörlere daha fazla odaklanması gerektiğini de ekliyorlar.

Fakir ülkeler iklim krizinden daha fazla etkileniyorlar

Ayrıca fakir ülkeler, karbon salınımlarından daha az sorumlu olmalarına rağmen iklim krizinin sonucundan daha fazla etkilenecekler. Milyonlarca insan daha da yoksullaşacak. Temel insani haklarına erişemeyecek ve çeşitli hastalıklardan dolayı hayatlarını kaybedecekler.

Küresel Adaptasyon Komisyonu, en büyük problemin yatırımları yapacak maddi kaynağın olmamasından kaynaklanmadığını, asıl ihtiyaç duyulanın “insanları sarsıp uykularından uyandıracak ve kolektif bir hedefe yönlenmelerini sağlayacak siyasi liderlik” olduğunu kaydediyor.

Doğru adımlar atılmadığı takdirde geç de olsa sıra zenginlere de gelecek. Ya da gelmeyecek mi? Ultra paraları ile kendilerine evrenin başka bir yerinde yeni bir yaşam mı başlatacaklar? Sizce ne olacak?

(1) Elektrikli araçların bataryalarının ve kullanılan elektriğin üretiminde salınan karbonun dizel araçlardan daha fazla olduğu belirtiliyor. Batarya üretimi için yapılan lityum, kobalt ve manganez madenciliğinin önemli ölçüde enerji tükettiği ifade ediliyor.

Kaynak: Tree Hugger, Bandology,