Ekolojik Kadın Köyü Festivali’ne 2015 yılında katıldığımızı ve Urfa‘yı ziyaret ettiğimizi daha önce ifade etmiştim. Bu vesile ile festival kapsamında, Harran’da bulunan Suriyeli mülteci kampını da ziyaret etmiştik.

2 bin konteyner vardı ve 14 bin Suriyeli yaşıyordu orada. Birçoklarına göre gayet iyi durumda kurulmuş bu kampta hastane, okul, çocuk parkı gibi bölümler de vardı. Böyle olmalıydı bence de. Sokaklar tellerle ayrılmıştı. Teller insanı garip hissettiriyordu. Tabii bu veriler 2015’ten kalma. Genel olarak insanlar iyi gözüküyorlardı ve sorduğumuzda şartlarının iyi olduğunu dile getiriyorlardı.

Vardığımız gibi çocuklar hepimizin etrafını sardı. Uzaktan kadınlar gülümsedi. Ellerimizi tutmaya çalıştılar… Okulda öğrendikleri üç beş kelime İngilizce ile iletişime girdiler… Evlerin davet ettiler.  Sırayla saçlarımla oynayıp, ördüler. Genç kadınlar daha utangaçtı ve fotoğraf çektirmeye gönüllü olsalar da arkalarını gülümseyerek döndüler. Hepsi meraklıydı. Şu an ne yapıyorlar bilmiyorum. Aradan neredeyse üç sene geçmiş.

Kampa adım attığımızda tellerin arkasındaki çocukları fotoğraflamak bir an kötü hissettirdi. Yanlış gibi geldi o an ama fotoğraflamak işimin bir parçasıydı. İnsanlar bu şekilde oralarda ne olduğunu görebileceklerdi. “Beni çek, beni çek” diye kendini anlatmaya çalışan çocukları görünce zaten bundan keyif aldıklarına karar verdim. Bu aynı zamanda bir oyun oldu. Kamerayı alıp, kendileri de çekti.

Kadınların üretim yapabilecekleri bir merkez de vardı. Halı işliyorlar, çeşitli eşyalar yapıyorlardı. Bunları satıp, gelir de elde edebiliyorlardı.

İzinli ziyaret olduğu için tahminimce bize en güzel şekilde gösterdiler. Evet, gerçekten güzeldi ama diğer kamplar nasıldı? Bizlere düzgün gözükse de gerçekten orada iyi şeyler oluyor muydu? Kamplarla ilgili dışarıda kötü şeyler de duyuyorduk. Zaten birkaç saatlik ziyaretle neler olup, bittiği pek anlaşılmaz.

Sidra ve diğerleri biraz daha büyümüştür şimdi. Umarım daha iyilerdir. Tüm çocuklar daha iyi olsun.