Hızla büyüyen şehirler ve artan çevre kirliliği doğal ekosistem üzerinde ciddi tehlikeler oluşturuyor. Dünya çapında alınan önlemler ne kadar güçlü olursa olsun çevre bilinci insanlar tarafından içselleştirilmediği müddetçe doğal yaşam yok olmaya devam edecek. Halbuki halen daha dünya üzerinde varlıklarını sürdüren yerli halklar için çevreyi korumak evrensel bir kural. Ekosistemi korumak için yerli halkların yaşam kurallarına bakmak yeterli… Fotoğraflarla desteklenmiş olan bu yazı, yerli halkların ev dediği ekosistemlerle aralarındaki simbiyotik ilişkinin görüntüsünü sunacak.

Şili ve Arjantin’deki Mapushe yerlileri madencilik ve kereste endüstrisinin yarattığı giderek artan tehdide rağmen ormanlarını koruyorlar. Aşağıdaki fotoğrafta Mapuche kadınları Trafinktu adlı töreni başlatıyor. Bu tören kadim bir gelenek ve bilgi ve tohum paylaşımını simgeliyor. Bu törende kadınlar her katılımcıyla iletişim kurarak onlara başkalarıyla paylaşmak için neler getirdiklerini soruyor. Yaratılan bu paylaşım ortamı hem topluluk arası dayanışma ve yardımlaşmayı güçlendiriyor hem de tohum değiş- tokuşuyla çevrenin korunmasına yardım ediyor. 

Mapuche kadınlarının Trafinktu töreni

Panama’daki Guna toplulukları dağınık şekilde dizilmiş küçük adalarda yaşıyor. Tropikal yağmur ormanları, mangrovlar ve kıyı ekosistemleri buradaki esas habitatı oluşturuyor. Guna halkı adaların yakınındaki ormanlar ve mangrovlarda yaşıyor. Çünkü bu bölgeler onlar için gıda, sağlık ve inşaat malzemeleri sağlıyor. Sadece taşıyabilecekleri kadarını topladıktan sonra, tüm üyeler arasında hasat eşit şekilde dağıtılır. Yiyecek yetiştirmeye yönelik ortak yaşamları, tüm üyelerin aileleri için yeterince olmasını ve grubun aldıkları ile ormana geri verdikleri arasında bir denge sağlamasını sağlar.

Ekosistemi korumak için yerli halkların yaşam kurallarına bakmak yeterli
Sadece taşıyabilecekleri kadarını topladıktan sonra, tüm üyeler arasında hasat eşit şekilde dağıtılır

Kenya’daki yerli halkların çevrelerine dair derin bir anlayışları var. Yaşamları boyunca çevrede gözlemledikleri bazı işaretleri dikkate alarak karar verirler: ağaçların meyve verme zamanları, akarsular ve göllerdeki su seviyeleri, küçük kuşların ve böceklerin davranışları yorumlanır ve bunları etkileyen çevresel faktörler tahmin edilir. 

Doğayla iç içe yaşayan Kenyalılardan bir kare.

Yerli halkların geleneksel bilgileri sayesinde sahip oldukları derin çevre bilinci yaşam alanlarının korunmasına liderlik etmelerini sağlıyor. Aşağıdaki fotoğrafta İranlı Abolhassani kadınları korudukları bölgenin önemli noktalarını ve kaynaklarını vurguluyorlar.

Abolhassani kadınları korudukları alanları anlatırken

Doğal yerler yerli halklar için aynı zamanda kutsal bölgelerdir ve özel spritüel öneme sahip alanlardır. Aşağıdaki fotoğrafta Etiyopya’daki Mio Kibele’de yer alan Gedebgela Kutsal Doğal Bölgesi görülüyor. Topluluk bu kutsal bölgeyi koruyabilmek için etrafını çitle çevirmiş…

Doğal alanlar aynı zamanda kutsal sayılıyor: Mio Kibele-Etiyopya

Kamala Alankara isimli Sri Lankalı bu kadın yılan ısırıklarını geleneksel yöntemlerle tedavi eden bir şifacı. Aşağıdaki fotoğrafta bitkisel ilaçları depolamak için kullandığı bufalo boynuzundan yapılmış geleneksel kabını gösteriyor. Geçmiş çağlarda geleneksel şifacılar olası hastalıkları tedavi etmek için insanların evlerini düzenli şekilde ziyaret ederlermiş.  Bugün ise yılan ısırıklarını doğal yollarla tedavi eden bu geleneksel şifacılar ve yöntemler yavaş yavaş kayboluyor. 

Sri Lankalı geleneksel bir şifacı doğal ilaç kabını gösterirken

Aşağıdaki fotoğraflarda yerli halkların karşı karşıya kaldıkları ciddi tehditlerden birisi görülüyor. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde yürütülen kaçak bir maden arama işi görüntülenmiş. Bu faaliyetler özellikle Pigme kabileleri üzerinde ciddi baskı oluşturuyor. 

Kabileler için ciddi bir tehlike: Maden aram faaliyetleri

Modern dünyada yerli halkların karşı karşıya kaldıkları bir diğer tehdit ise topraklarından tahliye edilmeleridir. Bunun en önemli dayanakları bu toplulukların yaşadığı doğal alanların “korunmak” istenmesidir.  Hindistan’daki Rabha kabilesi kadınlarının görüldüğü aşağıdaki fotoğrafta, kadınlar karşılaştıkları sorunlarla ilgili görüş alışverişinde bulunuyorlar. Rabha kabilesinden birçok insan Buxa-Chilapata ormanlarındaki vatanlarından kaplan koruma milli parkı yapımından sonra tahliye edilmişler. Bu nedenle ormanlardan elde ettikleri geçim kaynaklarına artık ulaşamıyorlar.

Doğal alanları koruma gerekçesiyle topraklarından tahliye edilen Rabha insanları, Hindistan

Kaynak: Inter Continentalcry