Pazar günü dolunay yaşadık ve bugün de ayın dünyamıza (?) en yakın olduğu zamanlardan.

10 Mart 2020 saat 09:28 357115 kilometre mesafe var aramızda. Artık yavaş yavaş uzaklaşıyor. Martın 24’ünde aramız yine açılıyor, 406680 kilometre. Dolunay ve 21’inci yüzyıl çağdaş toplumumuzun bilgiyi bulduğu yer olan Instagram’a, kısaca sosyal medyadaki bilgi paylaşımlarımıza bakacağız bu yazımızda.

İnsanlık ailesi olarak etrafımızdaki nesnelerle kurduğumuz şuurlu ilişkileri nerede görebiliriz? Elle tutulur olsun istiyoruz her şeyi. Aramızdan birilerinin suda yürümesi lazım. Bir fıçı şarap da olsa fena olmazdı. Görünür işlere yüklediğimiz anlamların derinliğine doğru yavaş yavaş gidiyoruz. Gidelim, kaptanın seyir defterine bir şeyler yazmamız lazım. Spiritüel tarihçiler nerede acaba? Suların içinde bir gemi, belki de denizaltı gibi yavaş yavaş giriyoruz suların derinlerine.

Kızıl denizi yarıp geçebilir miyiz? Çıkardığımız duyguların sorumluluğunu biliyor muyuz? Hangi seviyelerde duygular bunlar? Öfke, nefret, bencillik, merhametsizlik gibi duyguların etrafımıza olan bağlarını nasıl fark edeceğiz? Ay, dolunay, sularla ilgili bir varlık olduğu için ve kendi içinde dünya seviyesine doğru ilerlediğinden çıkardığımız bu alt seviye duygulardan bol bol besleniyor. Bir dakika, farklı bir yere geldik. “Beslenme”, hemen glüten free diyelim biraz popüler olsun konu. Artık diş macunlarında bile glüten free yazıyor. Değişik bir algı değil mi? Güvensizliğimizin belli kelime gruplarıyla yatıştırılması da ayrı bir konu. Bu iş cennetteki babamızın işi. Ancak kişi daha kendi ana-babasını tanımıyor. Şuurlar kapalı?

Önce şu konuda anlaşalım, insan bir besindir ya da besin üretir. Fiziksel seviyede, kitap yazar, müzik icra eder. Tiyatro ile ilgilenir, kitleleri etkiler. Bu işlerin başkalarını beslediğini biliyoruz. Peki, bunların haricindeki besinlerimiz? Düşünceler ve duygular?

Bu ince sorumluluk duygusunu şu anda tam taşıyamıyoruz. Doğaya çöp atma diyoruz. Tamam, fiziksel çöp atmayalım bu giriş seviyesindeki dünyasal kabulümüz. Zaten çöp atmamalıyız. Sonra? Doğa ile duygusal nasıl bağ kurmalıyım? Peki, doğa bile kuracağım zihinsel seviyedeki bağları nasıl şuurlu kurarım ve buradaki sorumluluğum nedir? Yahu modern insanın sorumlulukları da bitmedi! Sanırım kozmoz hanım bizim her gün dokuzda işte olmamız ile ilgilenmiyor.

Bunların önemlisi bu, önemsizi şu demiyorum. Kademe kademe sorumluluklarımız var demek istiyorum. Bu sorumluluklar insanın beslendiği ve besin olduğu sorumluğunun bir parçasıdır. İnce besinleri görelim, görmek için önce kendi kompleksimizin hangi besinleri aldığını görmeye çalışalım.

Belki de bu konuyu ayrı bir workshopta konuşmak gerekli. Bu konu görünen ile görünmeyen arasındaki ilişkilerimizi tanımlıyor. Evet, ilerleyelim.

https://www.youtube.com/watch?v=IPHHZg5HifQ

Modern ailemizin biriktirdiği bilginin niteliğine bakalım. Gözlenebilir, objektif bilgi diyoruz ancak kendimize dair fikirlerimiz yok? Ne olduğumuza dair ve sorumluluklarımıza dair görüşlerimiz nerede? Hemen dinlere mi sarılalım nedir ne değildir diye? İşi eril bir kurallar bütününe mi getirelim? Getirmeyelim.

Anımızın için etki eden duygularımızı gözleyelim. Düşüncelerimizi bilelim. Kendi dünyamızı, ayımızı ve güneşimizi bilelim.

Yazar: Avni Onur Sevinç

Sizler tarafından desteklenmek, kaliteli içerikler üretebilmemiz için bizlere daha büyük olanaklar tanıyor. Lütfen bizi destekleyin!