Müziğin yanında resim ve heykel gibi diğer sanat dallarının da yer aldığı, Art&Creative Direktör Batuhan Güven ve Onur Kalafat‘ın organizatörlüğünde oluşan Türkiye’nin ilk psychedelic sanat festivali CO.IN Psychedelic Art Festival, 27-31 Temmuz tarihi arasında Efes, İzmir’de gerçekleşti.

Türkiye’den ve dünyadan birçok katılımın sağlandığı bu festivalin dekor çalışması Türkiye’deki festivaller arasında en iddialı olanlardandı. Batuhan Güven‘nin Psychedelic Art Gallery ve Mike Shinsho‘nun UV LAB ekibi tarafından tasarlanan müzik sahnesi, DECOL kolektifinden Mert Kage Bunshin ve ekibi tarafından hazırlanan visual&mapping tasarımları ile birleştiğinde çok güzel bir görsel şov ortaya çıktı.

Duyurusunun yapıldığı eylül ayından festival zamanına kadar çeşitli pre-event organizasyonları ile katılımcılarla etkileşim içinde olan organizasyon ekibi, birçok farklı tempo ve tarzda müziklerin iç içe olacağının vurgusunu yapmıştı. Festivale farklı alanlardan yaklaşık 200 sanatçı, eserleri, workshopları, performansları, müzikleri ve healing aktiviteleri ile yer aldı. Esat Cavit Başak‘ın dokunuşları ve yerli yabancı 60’dan fazla sanatçının katılımı ile başarılı eserler Art Gallery’de sergilendi.

Ozzy Çetin‘in direktörlüğünde oluşturulan ve stage manager’lığını Ekin Bora, Coşku Wackyvack ve Yağız Saki‘nin yaptığı line-up Simurg Ahir kapı Orkestrası ile başladı. Festivalin ilk gecesinde Pixie Underground, Drum & Bass – Dub – Dupstep tarzı ile coşkuyu verdi. Festivalin ikinci gününde ise Kaminanda ile Güneş’i batırdık. Herkes suratındaki en güzel gülümseme ile dans ederken gözüme çarpan bir şey beni çok mutlu etti. İki değneği ile hepimiz gibi sınırsızca eğlenen kişinin coşkusunu görmek, hepimizin ne kadar eşit ve engelsiz olduğuna şahit olmak benim için inanılmazdı.

CO.IN Psychedelic Art Festival tüm enerjisi ile ruhumuza dokundu
Fotoğraf: Selim Çelebi

Yanı başındaki uçsuz bucaksız düz alanı, ağaççıkları ve okaliptus ağaçları ile farklı bir doğa deneyimi yaşadık. Evet, belki çok sinek vardı ama canlılık her yerdeydi.

Gürcistan’taki Rainbow buluşmasından gelen Belinda, Arash ve daha nice yeni dostlar ile ateş başında sohbetler ettik. Yemeğimizi paylaştık.

Başarılı “healing area” konsepti

Şimdiye kadar Türkiye’de gittiğim festivaller içinde en başarılı healing area oluşturulmuştu bence. Türkiye için konuşuyorum, festivallerde genelde healing area önemsenmez. Bu sefer emek verilmişti ve aktif bir şekilde katılımcılar tarafından kullanıldı. Sati Koshel‘in tasarladığı ve oluşturduğu ekip ile Harun Kohen‘in ve Can Bolel’in yardımlarının birleşmesinden oluşan healing area’da inanılmaz vakit geçirdim. Yunanistan’dan gelen müzik terapisti Dimitrios Dermentzioglou ve Rila Köksal‘nın hayran olduğum enerjisi ile çok güzel anlar yaşadık. Healing area hakkını verdi gerçekten. Burada tasarlanmış aromatic healing çadırında akşam vakti, bir saat kendimle vakit geçirdim. Mint otu ile içi kaplanmış çadırın tepesinde yine, birbirinden güzel kokan otlar asılıydı. İçeriye girdiğinizde nefesinizi açan koku ile çadırın renkli ışıklandırması sizi hayal dünyasına götürüyor. Yenileniyorsunuz yaptığınız meditasyonla.

Devrim Ekin Şahin‘in önderliğindeki performans ekibi ve sanatçıları festival süresince ateşli ve ışıklı birçok şov sergiledi bizlere.

Festival deneyimlerimden elde ettiğim en büyük ve en kötü sonuç, insanların arkalarını toplamaması oldu. Esasında bu içinde yaşadığım toplumun genel bir sorunu. Haliyle festivallere de yansıyor. Ama bizler doğa, barış ve aşk için bir araya geliyorsak toplumun geri kalan kısmına göre biraz daha bilinçli ve dikkatli olmamız lazım. Psychedelic ve festival kavramının daha iyi anlaşılması gerekiyor birçok insan tarafından. Festivallerin, bunları doğru aktarmak adına da paylaşım yerleri olduğunu düşünüyorum çünkü her katıldığımız psychedelic festivallerde güzel insanlarla tanışıp, yeni deneyimler elde ediyoruz ve yeni birçok şey öğreniyoruz.

Velhasıl kelam eksiklikler olabilir ama ülkenin gerçekten zor zamanlardan geçtiği şu günlerde imkân yaratmak ve böyle bir şey ortaya koymak kabul edelim ki pek de kolay değil.

Tüm güzel dostlarıma sarılıyorum. Bir sonraki buluşmalarda karşılaşmak dileğiyle….

Not: Festival sonrası Psychedelic Art Gallery’nin Facebook’ta yaptığı açıklamayı okumak için tıklayınız.

Aşağıdaki fotoğraflar Selim Çelebiye aittir.

Aşağıdaki fotoğraflar Can Kandemir’e aittir.

Başlık Fotoğrafı: Selim Çelebi
18 Ağustos 2016, Gaia Dergi