1967’nin başlarında, Jefferson Airplane’in efsanesi Grace Slick, San Francisco’yu da içine alan bir psychedelic rock devrimini muazzam vokali ile harlamış oldu. “White Rabbit” ve “Somebody To Love” gibi klasiklerle körüklenen bu devrim, milyonlarca kişiyi peşinde sürükleyen bir akıma dönüştü.

Bu akım ile harmanlanan ve grubun çıkardığı pek çok albümle sesini ete kemiğe büründüren Slick, dönemin psychedelic-rock kraliçeleri arasında kendi tahtını da başarılı bir şekilde sağlamlaştırmış oldu.

Jefferson Airplane haricinde, Jefferson Starship gibi gruplarla da efsaneleşen Slick’in psy-rock ruhu günümüze kadar gelerek birçok gruba ve müzik dinleyicisine de esin kaynağı olmayı başardı.

Bir dönemi sesi ve duruşu ile güzelleştiren Slick’in müziğine, psychedelic ruhuna ve daha pek çok şeye dair ayrıntıları öğrenebilmek için, çevirisini yaptığım Queens of Psy-Rock isimli kitapta Grace Slick ile yapılan söyleşiye bir göz atalım.

Grace Slick

Pekala. Elbette muazzam bir ses tonun var ve buna bayılıyorum. Şarkı söylemeyi nerede öğrendin?

Annem iyi bir şarkıcıydı, dolayısıyla evin her yerinde, her zaman şarkı söylenirdi. Annemle birlikte öğrendim ben de. Onunla uyum sağlar, birlikte güzel parçalar mırıldanırdık.

Bir dönemin efsanevi psychedelic rock vokallerinden birisiydin. Ve bence hâlâ öylesin. Peki, bir “Amerikan İdolü” olma fikri sana nasıl geliyor? Bu tabirden hoşlanıyor musun?

Hahah açık konuşmak gerekirse şovu seviyorum ama asla bir “idol” tabiri bana göre değil. Sahneye çıkıp şarkı söylemek ve o ruhu hissetmek benim için önemli. Müzik ruhta şekillenir, sahnede ise görünür olur. Başka söze gerek yok.

Sesimde bir sıkıntı var, çünkü kızgınım

Ses tonun sanki bir şeyi uyarıyormuş gibi. Kitleleri ayağa kaldıran, uyarıcı bir güç adeta! Ne söylemek istersin bununla ilgili?

Bahsettiğin şeyi bazen hissedebiliyorum. Bir gerçeğin yalan olduğunu öğrendiğinde, bunu öfke izler. Sesimde bir sıkıntı var çünkü kızgınım. “Somebody to Love” şarkısının ilk girişinde “Gerçeğin içindeki yalanlar bulunduğunda, içindeki tüm sevinç ölür” diyorum. Sesimdeki kızgınlık, böyle durumları ifade ederken çok daha belirgin hale gelebiliyor.

White Rabbit” şarkısını yazmanla ilgili bazı söylemler var. Gerçekten şarkıyı yazman ne kadar vaktini aldı?

Duyumlar doğru. Şarkıyı yazmam sadece bir saatimi aldı. Bunda iki şeyin çok önemi var. Birincisi 1960’taki “Sketches of Spain” albümünde Miles Davis ve Gil Evans tarafından kullanılan boleroyu çok sevmiştim. Ayrıca “Alice Harikalar Diyarında” ile çok uzun zamandır devam eden ilginç bir ilişkim vardı. Belki de şarkının yazılma süresinin bir ön zamanı vardı elbette ama açıkçası şarkıyı bir saatte yazdım.

Janis ve Grace
Janis ve Grace

“Janis benim sürekli aradığım diğer yanım gibiydi”

Janis Joplin ve senin, psy-rock camiasında bu kadar güçlü bir etki bırakmanızın asıl sebebi nedir sana göre?

Seslerimizin şok edici hissiyatı. Asla sihirli olduğumuzu düşünmüyorum. Bağlandık ve çıldırdık, sinirlendik ve yankı yaptı! Sesim buz gibi ve deliciydi, Janis ise keskin ve ateşli. Farklıydık ama aynıydık. O’nu çok özlüyorum. Janis benim sürekli aradığım diğer yanım gibiydi.

Müziğin ile neyi başardığını düşünüyorsun? Kendince spesifik bir olayın ya da takdirin var mı? Kendini takdir ediyor musun kısaca?

Böyle bir amaç değil benimki. Kendi hissiyatım, düzene karşı olan kızgınlıklarım ve insanlara duyduğum tüm duygular sesimde bütünleşti ve ben söyledim. Sadece söyledim ve kendimi yaşadım. Hepsi bu.