Kannabinoid, Cannabis sativa olmak üzere çeşitli bitkilerde bulunan ve doğal olarak oluşan bir bileşiktir. Genellikle kenevir bitkisi ile kannabinoidi bilsek de kenevir olmayıp şifalı kannabinoidi içeren 8 bitki örneğini size gösterebiliriz. Fitokannabinoid, sentetik kannabinoid ve endokannabinoid olmak üzere üç çeşittir. Bugün, insan ve hayvan vücudunda üretilen endokannabinoidten bahsedeceğim.

Endo, vücuttan kaynaklandığı belirten endojen anlamına gelirken kannabinoid bu sistemi aktif eden bileşik grubunu ifade eder. İnsan vücudunda önemli rol oynayan endokannabinoid sistem, beyinde iştah, ağrı hissi, ruh hali ve hafıza dahil olmak üzere çeşitli fizyolojik işlemlerde görev alan bir reseptör sistemidir. Biyolojik sistemimizin her hücre dokusunu düzenleyerek korur. Bu temel işlevleri düzenlemek için kannabinoid reseptörleri ile etkileşir. Endokannabinoid, cannabinoid 1 (CB1) ve cannabinoid 2 (CB2) olmak üzere iki reseptörü içerir. CB1 reseptörleri vücudun her yerinde bulunur ancak çoğunlukla beyin ve omuriliktedir. CB2 reseptörleri ise çevresel sinir sisteminde bulunur. Özellikle bağışıklık hücrelerinde yoğunlaşırlar.

2-AG (2-arachidonoyl glycerol) ve anandamid bilienen en büyük endokannabinoidtir. 2-AG beyinde daha yüksek yoğunlukta bulunurken anandamide vücudun diğer bölgelerinde daha yüksek yoğunlukta bulunuyor. Her ikisi de CB1 ve CB2 reseptörlerine bağlanabilir ancak her reseptöre bağlanma ve aktivasyon etkinliklerinin ne kadar süreceği farklıdır. Endokannabinoidler nörotransmitterlerdir; vücut ihtiyaç duyduğunu belirttiğinde üretilir ve geçicidirler. Serbest bırakıldıklarında da FAAH (yağ asiti amid hidrolaz) ve MAGL (monoasilgliserol lipaz) içeren enzimler tarafından parçalanır.

THC de CB1 ve CB2 reseptörlerini aktive ediyor

Vücudun dışında ortaya çıkan dışsal araçlar, kenevirde bulunan tetrahidrokannabinol (TCH) ve kannabidiol (CBD) gibi kannabinoidlerse eksojen olarak kabul edilir. Kenevirde bulunan kannabinoidlerle ilgili olarak araştırmacılar THC’nin hem CB1 hem de CB2 reseptörlerine bağlandığını ve bunları bir endokannabinoid gibi aktive ettiğini buldular. CBD doğrudan kannabinoid reseptörlerine bağlanmıyor. CBD vücudun en önemli endokannabiniodi olan anandamidin parçalanmasından sorumlu. FAAH adlı bir enzimi engelleyerek çalışır. FAAH engellendiğinde anandamidi normal oranda parçalayamaz. Bu, anandamidin beyinde birikmesine yol açarak, onu daha etkin kullanmamızı sağlar.

Endokannabinoid sistem nedir ve THC kanserli hücreyi öldürür mü?
Fotoğraf: Demi Pradolin/Unsplash

Aynı zamanda endokannabinoid sistem homeostazın (1) korunmasında ve düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Endokannabinoid sistemin birçok rahatsızlığı tedavi ettiği düşünülüyor. Tıbbi kenevir de, bu gibi hastalıkları tedavi etmek için endokannabinoid sistemi hedeflemenin en yaygın yolu. THC ve CBD dahil, endokannabinoid sistem ile etkileşerek terapötik etkiler ürettiği biliniyor. Avrupa’da, Amerika’da mide bulantısı, multiple skleroz, epilepsi gibi çeşitli birçok rahatsızlık için reçete ile verilebiliyor. Kenevirin psikolojik etkisinden rahatsız olanlar sadece CBD içerenleri de tercih edebiliyor.

Klinik araştırmalara son durum

Bununla birlikte Madrid şehrindeki Compultense Üniversitesi’nde biyolog olan Dr Christina Sanchez, tıbbi kenevirin anti-tümör ve diğer özelliklerini özellikle kanser ve kannabinoidlerin terapötik faydalarını inceliyor. Bu konudaki bilinen isimlerden biri. THC’nin gerçekten kanser hücrelerini öldürdüğü konusundaki kapsamlı ilk araştırmalardan birini tamamladı. Bulgulara göre, tüm omurgalı filumlarda endokannabinoid sisteminin korunmuş olduğu görülüyor. Omurgasızlarda, reseptörlerin yapısında ve fonksiyonlarında da mevcut. Bu, hemen hemen tüm organizmalarda hayati fonksiyonlara katılımını ima ediyor.

Kenevir bitkisinin çiçeklenme kısımlarından yapılmış bir konsantre, büyük dozlarda aktif kannabinoid içeren bir yağ üretebilir. Bu işlem ilk olarak Rick Simpson tarafından popüler hale getirildi ve genellikle RSO vaya Phoenix Tears olarak isimlendirildi. Bileşiklerin oranı tipik olarak yüzde 45-60 THC ve yüzde 7-12 CBD’yi içeriyor. Kannabinoidin, karmaşık ve kaygı durumları dahil olmak üzere THC’nin yoğun “yüksek” yan etkileri azalttığını göstermiş.

Farklı kanser türlerine sahip hastalar, bu yağı bölgesel ve dahili olarak kanserli hücrelerin ölmesini zorlamak için kullanabiliyorlar. Söylenilene göre, RSO genellikle kemoterapi ve radyasyon tedavilerinde yüksek bir başarı oranına sahip. Bu geleneksel tedaviler kanser hücrelerini tahrip ederken aynı zamanda ayırt etmeden sağlıklı dokuları da tahrip ediyorlar. RSO sadece kanser hücrelerini öldürüyor ve hastaya daha iyi iyileşme şansı veren sağlıklı dokuyu sağlam bırakıyor. RSO ayrıca kronik ağrı, iltihaplanma, kas spazmları, bağırsak bozukluklarının ve daha fazlasının tedavisi için de faydalı olmuştur.

(1) Homeostaz aynı kalmak anlamına geliyor. Bir sistemin iç ortamını kontrol ederek, sıcaklık ve asit baz dengesi gibi değerlerin dar sınırlar içinde kalmasını sağlıyor.

Kaynak: Leaf Science, Wake-Up World, NCBI, NCBI 2
Kapak Fotoğrafı: Kimzy Nanney/Unsplash

Bu yazı tamamıyla açıklama, bilgilendirme amacıyla orijinal kaynağından çevrilerek hazırlanmıştır. Yazarın ve sitenin hiçbir suretle teşvik etme, özendirme amacı yoktur. Uyuşturucu kullanmak ve bulundurmak, tehlikeli ve kanunen yasaktır. Kesinlikle tüketilmemesini tavsiye ediyoruz. Eğer kanser gibi bir durumunuz varsa lütfen bu konuyu doktorunuzla görüşünüz ve daha detaylı bilimsel araştırmaları da okuyunuz.