Kenevir olmayıp şifalı kannabinoidi içeren 8 bitki

Doğa, içindeki renkliliği, ilişkisi ve şifası ile bir başyapıt. Dokunduğumuz ağacın, kokladığımız çiçeğin, algılayabildiklerimizin ötesine ışık tutması hayatın aslında ne kadar şifalı ve güzelliklerle dolu olduğunu gösteriyor.
Kenevir bitkisi de kanserden petrol türevine, diğer ağaçlardan kat be kat oksijeni ile bu bitkilerden biri. Değerinin anlaşılması üzerine birçok ülkede yasallaşıyor. Biliyorsunuz ki yakın zamanda da, Türkiye’de de lif, tohum, sap ve benzeri amaçlara yönelik 19 ilde kenevir üretimi serbestleşti.
Doğada bilmediğimiz o kadar tür var ki… Varlığından haberdar olduklarımızın bile faydalarını tam bilmiyoruz. Kannabinoid özelliği ile odak noktası olan kenevir bu doğada yalnız değil! Kenevir olmayıp şifalı kannabinoidi içeren 8 farklı bitki daha var.
Bir kannabinoid özellikle Cannabis sativa olmak üzere çeşitli bitkilerde bulunan ve doğal olarak oluşan bir bileşiktir. Kenevirde bulunan 480 bileşikten 66’sının kannabinoid olduğu düşünülüyor. Kannabinoidler, endokannabinoid sisteminin ana bileşeni olan kannabinoid reseptörleri üzerinde bir dereceye kadar etki eden lipid bazlı moleküllerdir.
En yaygın olarak kullanılan kannabinoidler (klasik kanabinoidler), THC, CBD, THCV ve CBC’yi içerir. Kannabinoidler arasındaki en büyük fark, psikolojik olarak aktif olmalarıdır. CBD, kenevir reçinesinin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturur ve THC de kendi başına net bir psikolojik etki üreten tek bitki kannabinoidi’dir. Ayrıca kannabinoid reseptörleri CB1 ve CB2 de vardır. Son birkaç yılda, bazı diğer kannabinoid olmayan bitki bileşenlerinin bu CB reseptörlerine bağlandığı ve fonksiyonel olarak etkileşime girdiği bildirildi.
bağışıklık sistemini kuvvetlendiren bu bitki, endişe, yorgunluk, migren ve anksiyetiyi gidermek için de kullanılıyor. Kenevirden biraz farklı olarak endokannabiniod sistemine geçmek için kannabinoidler yerine kannabimimetriyi kullanır. Kannabimimetrikler, klasik kannabinoidlerin biyolojik aktivitesini taklit eden (yapılarını paylaşmamalarına rağmen), klasik olmayan kannabinoidler kümesidir. Ekinezyadaki N-alkil amidler (NAA’ler), bağışıklık sistemini, ağrıyı ve iltihabı düzenlemekten sorumlular.
Karabiber, beta-caryophyllene (BCP) adı verilen terpeni yüksek seviyede içeriyor. İşte karabibere (ve bazı kenevir türlerine) biberli tadı ve aromasını veren şey budur. BCP, ayrıca kannabinoid işlevi de görür ve CB2 reseptörü ile bağlanmaya meyillidir. Araştırmalar göre, bu terpen anti-enflamatuar (iltahap sökücü) bileşiklerini, kireçlenme ve kemik erimesi gibi durumların tedavisi için uygun hale getiriyor.
Yakın zamanda, keten tohumlarının benzer şekilde anti-enflamatuar etkilere sahip gibi görünen CBD’ye çok benzeyen kannabinoid benzeri bileşikler ürettiği keşfedilmiştir. Aynhttps://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22706678ı araştırma, keten tohumlarından elde edilen endüstriyel kumaş üretim sürecinin CBD aktivitesini etkilemediğini de buldu. Anti-enflamtuar özelliği ile ilgili bulgular, keten tohumundan yapılan pansuman malzemeleri gibi yeni tıbbı uygulamaları öneriyor.
Vücuda dev bir magnezyum dozu sağlamasının yanı sıra kakao, teobromin, feniletilamin, triptofan ve anadamid gibi birkaç farklı “mutlu beyin” kimyasallarını da içeriyor. Kakao, FAAH adı verilen enzimi deaktive ederek endokannabinoid sistemini etkiliyor. Bu enzim, anandamid olarak bilinen endokkanbinoidi parçalıyor. Araştırma, anandamid’i vücudun doğal hali THC’si olarak adlandırıyor. Bu nedenle lezzetli koyu çikolata yedikten sonra rahat ve mutlu hissediyorsunuz.
Araştırmacılar, siyah trüf mantarlarının kenevir ve kakao ile aynı anandamidi (namı diğer mutluluk molekülü) yarattığını buldular. Yukarıda bahsedildiği gibi, anandamid vücut tarafından doğal olarak üretilen ve CB1 reseptörüne bağlanarak duygudurum ve ağrı algısını düzenleyen bir edokannabinoittir.
Yeni Zelanda’ya özgür bir bitki olan Karaciğer otu, THC ile çok yakın akraba olan olağandışı bir kannabinoid türü (perrottetininik asit) üretir. Bu kannabinoidin bronşiti tedavi ettiği ve safra kesesi, karaciğer, mesane ile ilgili sorunları da hafiflettiği bilinmektedir.
Asla taze şekilde karaciğer otunu almayın -daima çay veya bitki özü yoluyla tüketin. Dozaj asla 8 gram kurutulmuş otu aşmamalıdır (yaklaşık 4 çay kaşığı).
Güney Amerika’ya özgü olan bu papatya, bitkide bulanan yüksek kannabigerol (CBG) yoğunluğu sayesinde güçlü bir ruh hali dengeleyici ve anti depresan özelliklerine sahiptir. CBG kenevir bitkisinde de bulunuyor. Bu bitkiden faydalanmanın en iyi yolu esansiyel yağ olarak kullanmaktır. Yapmayı deneyin, cilde uygulayın veya banyonuza ekleyin.
Kuzey Amerika’da yoğun şekilde büyüyen Labrador, gezegendeki en antimikrobiyal bitkilerden biri. Araştırmaya göre, Chinese Rhododendron‘dan çıkarılan esans yağı, stafilokok enfeksiyonundan kanser hücrelerine kadar her şeyi öldürebilir.
Kaynak: Live Love Fruit
1 Comment
Vays be, kakao favorim bundan sonra o zaman, madem bir şey içemiyorum.