Doğa dostu çamaşır alışkanlıklarının benimsenmesi, sadece doğa üzerindeki ekolojik ayak izin önemli ölçüde azalmasını değil aynı zamanda maliyet tasarrufunu ve giysilerin daha az yıpranmasını da sağlar. Curbed internet sitesi doğa dostu çamaşır rutinine başlamak isteyenler için uzmanlar ile konuşarak daha az enerji harcamak ve daha az zararlı maddeler kullanmak ile ilgili bazı tavsiyeler almışlar. Bakalım nelermiş…

Giysilerini daha az yıka

Simply Living Well kitabının yazarı Juia Watkins, “Her kullanımdan sonra kıyafetleri yıkamamız gerektiğine olan inancımız, çamaşır ürünleri satan şirketlerden büyük ölçüde etkileniyor” diyor. Lekelenmedikleri veya kokmadıkları sürece, giysilerin çoğu yıkanmadan önce birkaç kez giyilebilir. Hem daha az yıkamak çamaşırlarınızın daha uzun süre dayanmasını sağlar.

Daha az deterjan kullanın

Çoğu insan ihtiyaç duyduğundan daha fazla deterjan kullanıyor. Eğer makinenizde daha fazla köpük görüyorsanız, çok fazla kullanıyorsunuzdur. Belli bir ölçeğiniz olsun.

Sahip olduklarını bitirin

Öncelikle evinizde bulunan kaynağı tüketin. Eğer kullandığınız üründen hoşlanmadıysanız, onu kullanacak birine vermeye çalışın.

Doğa dostu çamaşır rutinine nasıl başlarız?
Doğa dostu çamaşır rutinine başlamak için en basit yöntem elimizdekileri bitene kadar kullanmaktır.

Doğa dostu bir deterjan seçin

Yeşil” veya “doğal” olarak pazarlanan bir ürünün doğa dostu olduğunu düşünmek hatalıdır. Önce araştırmak gerekir. Bu tarz iddialar bir pazarlama aracı olabilir. Bunun yanında optik parlatıcılar, boyalar, parfümler, çamaşır suyu veya yumuşatıcılar gibi gereksiz maddelerden kaçının. Mümkün olan en basit formülasyonu tercih edin.

Paketleme

Plastik paket almak istemeyenler karton paketli toz bir deterjan alabilirler. En yeşil ambalaj seçeneği, bir yerden tekrar dolum yaptırmak olacaktır ki artık günümüzde Türkiye’de böyle yerler yok ay da çok azlar. Hatırlıyorum, çocukluğumda temizlik malzemeleri satan bir yer vardı. Annem temizlik malzemelerini oradan doldurturdu. Ayrıca Ekolojik temizlik ürünleri yapan oluşumlar cam kavanoz içinde ürünlerini satabiliyorlar. Oradan da temin edebilirsiniz. Veyahut belki kendiniz bu malzemeleri yapmak isteyebilirsiniz. Ya da biyoçözünür ambalaja sahip olanları tercih edebilirsiniz.

Formülasyon

Toz: Toz deterjan ambalajı genellikle biyolojik olarak parçalanabilen ve/veya geri dönüştürülebilir bir karton malzemedir (Karton kutulu deterjan en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum). Nakliyesi de, daha ağır olan sıvı deterjandan daha düşük bir karbon ayak izine sahiptir. Bununla birlikte Avrupa Mermaids Life + projesi tarafından yapılan bir araştırmada, toz deterjanların her yıkama döngüsünde daha fazla mikroplastik salgını bıraktığı gözlemlenmiş. Ayrıca toz deterjanlar soğuk suda iyice çözülmeyebilirler.

Sıvı: Sıvı deterjanların nakledilme sürecinde daha fazla enerji harcanıyor. Bu da daha fazla ekolojik ayak izi demektir. Eğer sıvı almayı tercih ediyorsanız ultra konsantre bir formülasyon seçebilirsiniz. Daha uzun süre kullanmanızı sağlar. Önerilen dozda kullanmaya özen gösterin.

Kapsüller: Deterjanı saran çözünebilir plastik film doğa için önemli bir detay olarak karşımıza çıkıyor.

Doğa dostu çamaşır rutinine nasıl başlarız?
Fotoğraf: Sebastian Herrmann/Unsplash

Malzemeler

Aldığınız ürünün içindekiler kısmını iyice araştırın. Ürünün üzerinde belki bütün malzemeler yazmıyor olabilir ama internet sitelerinden daha detaylı bir içerik bilgisine ulaşabilirsiniz. Ayrıca kullanıcı deneyimlerini de okuyun.

Koku

Kokusuz ürünler her zaman daha yeşildir. Koku ile birlikte çok fazla sert kimyasal da geliyor.

Soğuk su kullanın

Eğer sıcak su kullanmanız gerekmiyorsa soğuk su ile yıkamayı tercih edebilirsiniz. Suyu ısıtmak için büyük bir enerji gücü gerekiyor. Project Drawdown‘un yazarlarına göre; duşlar, çamaşırhane ve bulaşık yıkamak için kullanılan sıcak su, dünya çapında kullanılan konut enerjisinin dörtte birini tüketiyor. Çoğu çamaşır uzmanı, soğuk suyun çoğu giysi ve deterjan için iyi olduğu konusunda hemfikirler.

Strelize etmek

Sıcak suyun çamaşırları sterilize ettiği yönünde yanlış bir anlaşılma olduğunu söylüyorlar. Germantown Laundromat‘ın kurucu ortaklarından Janice Christie, “Düzenli sıcak döngüdeki su, mikropları öldürecek kadar ısınmaz. Eğer sıcak su kullanma nedeniniz bu ise ısıyı düşürebilirsiniz” diyor. Gerçekten sterilize etmeniz gereken bir şey varsa (hastalık sırasında kullanılan yatak çarşafları gibi), kurutma makinenizdeki sterilize etme döngüsünü kullanmanızı öneriyorlar.

Su ısıtıcısını düşürün

Sıcak suyu tercih ettiğiniz zamanlar için suyu aşırı ısıtmamaya dikkat edin. Su ısıtıcıdaki termostatı 120 dereceye düşürün. Birçok su ısıtıcısı 140 dereceye ayarlı.

  • Guppyfriend
    Mikrofiber için Guppyfriend çantaları
  • Guppyfriend
  • Guppyfriend
  • Guppyfriend

Mikrofiberleri yakalayın

Toronto Üniversitesi yer bilimleri tarafından yürütülen bir çalışmada, mikrofiber yakalama cihazının her ikisinin de, yıkama suyundaki mikrofiber sayısını önemli ölçüde azalttığını görülmüş. Çalışmaya göre, makinenin atık su hortumuna bağlanması gereken bir filtre olan Lint LUV-R, yıkmadaki mikrofiberlerin ortalama yüzde 87’sini yakalamış. Bir de, Guppyfriend gibi mikrofiberleri yakaladığını iddia eden çanta şeklinde ürünler var.

Kurutma etkinizi azaltın

Giysilerinizi hava ile kurutun. Elbise kurutucuları çok büyük enerji harcıyorlar. Kurutucu kullanmak aynı zamanda giysilerinizi daha çabuk yıpratır. İlle bu makineyi kullanacaksınız daha doğru yöntemlerle kullanın. Kurutma makinesinde, havluların ve daha ağır çamaşırların hafif olanlardan ayrı olarak kurutulması gerektiğini söylüyorlar. Bu durum kurutma süresini hızlandıracaktır.

Yumuşatıcıya veda edin

Astım ve alerjiye neden olabilecek çeşitli kimyasallara maruz kalmak istemiyorsanız Çevre Çalışma Grubu yumuşatıcıyı atmanızı öneriyor. Yumuşatıcı bölmenizi beyaz sirke ile doldurabilirsiniz. Endişe etmeyin kıyafetleriniz sirke gibi kokmayacak.

Klorlu ağartıcı

Klorlu ağartıcı güçlü bir kimyasaldır ancak düşündüğümüz kadar çevresel bir bela değildir. Ev tipi çamaşır suyu, tuz ve suya karışan yüzde 5,25 veya 6’lık bir sodyum hipoklorit çözeltisidir.

Laundry: The Home Comforts Book of Caring for Clothes and Linens kitabının yazarı Cherly Mendelson, “Ev tipi klorlu ağartıcı kullanıp kullanmayacağınıza karar verirken şu soruyu aklınızda bulundurun: Klor yerine bir alternatif kullanacağınız çamaşır suyunun doğa için daha iyi olduğundan emin misiniz?” Yerleşik ağartıcı içeren deterjanlardan kaçının çünkü bu ürünler kolayca ayrılmayan ağartıcı stabilizatörleri ve aktivatörleri içerir.

Doğa dostu çamaşır rutinine nasıl başlarız?
Fotoğraf: Twitter: @jankolario/Unsplash

Ön işlemlerinizi değiştirin

Doğru ön işlem yapmak, yıkama sırasında daha düşük sıcaklıklar ve daha az kimyasal kullanmanızı sağlayacaktır. Ancak bu, şüpheli kimyasallarla yüklü ve geri dönüştürülemeyen bir sprey şişesinde paketlenmiş bir spreye ihtiyacınız olduğu anlamına gelmez. Yağlı bir lekeniz varsa yağ bazlı bir sabun kullanın. Kahve, kırmızı şarap veya meyve suyu gibi asitler için lekeyi beyaz sirke ile temizleyin. Asidik leke devam ederse üzerine oksijen parlatıcı (sodyum perkarbonat) serpin ve macun kıvamına getirmek için biraz ılık su ekleyin.

Yüksek verimli bir çamaşır makinesine yatırım yapın

Makine alırken verimli çalışan ve az enerji yakan bir model tercih edin.

Alışveriş yapmadan önce düşünün

Elbise veya ev tekstili satın almadan önce iyice düşünün. Beyaz mı ya da koyu renkli mi almalısınız? Kullanım durumunuza göre tercihiniz değişebilir. Ürün alırken içindekiler kısmını iyice okumayı unutmayın. Mikrofiberlerin su yollarımıza girmesini önlemeye yardımcı olmak için de organik pamuk, keten, kenevir gibi doğal elyafları tercih edebilirsiniz.

Doğa dostu çamaşır rutinine başlamak için siz neler yaptınız? Sizin önerileriniz nelerdir?