Stoned Ape Theory: Sihirli mantarlar insan evriminin neresinde duruyor?

Nasıl geldiğimiz ile ilgili birçok soru işareti ve teori hepimizin kafasında dönüp dolaşıyor. Bu büyük gizem asırlar boyunca kendini sakladı ve saklamaya devam ediyor. Yaklaşık iki milyon yıl önce, Homo sapiens‘e dönüşen büyük insansı maymunlar, yollarını Afrika’nın ötesine taşıyarak Asya ve Avrupa’ya doğru hareket etmeye başladılar. Yol boyunca hayvanları izlediler, gübreyle (1) tanıştılar ve yeni bitkiler keşfettiler. Bu, bilim insanları tarafından yaygın olarak kabul edilen “nereden geldiğimizin” hikâyesinin sadece bir versiyonu.
Bilim insanları ve antropologlar, primat atalarımızın beyin büyüklüğünün aniden iki katına çıktığı konusunda hemfikirler ancak bunun tam olarak ne zaman olabileceği konusunda ayrışıyorlar. Diğer araştırmacılar da türümüzün tarihinde, çok sayıda hızlı beyin büyümesi dönemi olduğunu ileri sürüyor.
Bazı antropologlar 2 milyon ile 700 bin yıl önce bir yerde, ortalama Homo erectus‘un beyninin büyüklüğünün iki katına; Homo sapiens’in de 500 bin ile 100 bin yıl önce beyin hacminin olası üç katına çıktığına inanıyor.
Tüm bu teorilerin yanında Stoned Ape Theory (2) beynimizin gelişimi ile ilgili en ilginç yorumlardan biri olarak konumlanıyor.
Stoned Ape Theory ilk olarak karşı kültürün öncülerinden Terrence McKenna (3) ve kardeşi Dennis tarafından ortaya konuldu. 1992 yılında Food of the Gods kitabında bu konuyu tartıştı. McKenna’ya göre, Homo erectus‘un Homo sapiens‘e dönüşmesini sağlayan şey, bu evrimsel yolculukta sihirli mantarların içindeki psikedelik bileşik olan psilosibin ile karşılaşmasıydı.
Teori, psychedelic mantarların, onların beynini tekrar şekilledirerek dilin oluşmasına ve komplike düşünmeye yol açmış olabileceğini iddia ediyor. Psilosibininin zihin geliştirici özelliğe sahip olabileceği söyleniyor. Ana akım bilimsel topluluk ise bu teoriyi büyük ölçüde reddediyor.
Bununla birlikte, kısa bir süre önce, mantar uzmanı Paul Staments de bu fikri destekleyici bir açıklama yaptı: “Primat akrabalarımızın ani evrimi için çok makul bir hipotez.”
Nisan 2017 yılında düzenlenen Psychedelic Science konferansında Paul Staments, “Psilosibin Mantarları ve Bilinç Mikolojisi” adlı konuşmasında Stoned Ape teorisini savundu: “Anlamamız için gerçekten ve önemli olan şey 200 bin yıl önce insan beyninin aniden iki katına çıkması. Evrimsel bir bakış açısından, bu olağanüstü bir genişleme. İnsan beynindeki bu ani artış için bir açıklama yok” diyor.
Keza, antropolog Ian Terrersall’ın teorileri, psychedelic ilaçlarla ilgisi olmadığını ancak sosyalleşmeye verdiği önemi paylaşıyor. 2004 tarihli “İnsan bilincinin kökeninde ne oldu?” başlıklı makalesinde, öz farkındalığın (dolaysıyla bilincin) erken insanın kendisini doğadan ayrı düşünmeyi öğrendiği ve zihindeki düşünceleri değerlendirip ifade edebildiği için doğduğunu savundu. Kısa bir süre sonra dil gelişti ve onu modern insan bilişi takip etti. Ona göre, “Stoned Ape” sosyalleşme üzerinde durulan bir nokta.
Son yıllardaki bilimsel bulgular teorinin temellerini destekliyor gibi gözüksede bu hipotez henüz kanıtlanmadı. Son yapılan araştırmalar psikedeliklerin beyni “yeniden sarması” ve beynin büyümesinin hızlandırmasının mümkün olduğunu gösteriyor.
Kaliforniya Üniversitesi’nde geçen yıl yapılan bir araştırma, psikedelik bileşiklerin bir kişinin beynini tekrar programlayabildiğini söylüyor.
Peki, teorinin doğru olduğunu varsayarsak şöyle bir sonuç da ortaya çıkar mı? Bu tarz psikedelik maddelerin jenerasyonlar boyunca kullanılmaması dünyayı algılama biçimimizde duraklamaya neden olmuş mudur?
Sihirli mantarların beynin gelişmesine katkısını belki asla bilemeyeceğiz ama şunu biliyoruz ki modern çağda önemi her geçen gün giderek daha da çok anlaşılıyor.
(1) İnsanın kültürel evrimi yabani sığırların evcilleştirilmesine yol açıkça, insanlar sığır gübresi etrafında çok fazla zaman geçirmeye başladı. Psilosibin mantarları da inek dışkılarında yaygın olarak büyür.
(2) Bunu Türkçe dilinde Kıyak Maymun Teorisi şeklinde iletebilirim.
(3) Amerikalı yazar ve bitki bilimci Terence McKenna, psikedelik deneyimler ve bitkiler, etnobotani, şamanizm ve bilinç üzerinde çalışmalar yaptı.
Kaynak: Thruth Theory, Inverse
1 Comment
harika olmuş beklediğim yazi 😊