“Ayrıcalıklı Dijital Kulüp” Jemiyet’in kurucusu Yunus Kasarcı ile müzik ve organizasyon kariyeri üzerine konuştuk. İstanbul’un kulüp kültürüne derinlemesine hakim olan Kasarcı, 2016’da kurduğu Jemiyet platformundan bahsederken, müziğin geldiği noktayı da bizler için yorumladı.

Kendinden bahsedebilir misin? Neler yaptın şimdiye kadar, neler yapıyorsun?

Rizeli bir baba, Trabzonlu bir annenin oğlu olarak Kasımpaşa’da dünyaya geldim. Haylaz bir çocuktum; ortaokulu bitiremedim, iki sene sınıfta kalınca okuldan attılar. Daha sonra azmettim, kafaya taktım ortaokul ve liseyi açıktan bitirdim. Sonra da burslu olarak Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nde Reklamcılık ve Halkla İlişkiler bölümünü bitirdim. Ardından ise Beykent Üniversitesi’nde Pazarlama yüksek lisansı yaptım.

Neler yaptım:
2000’li yılların başından beri istanbul gece hayatında hem DJ olarak hem de organizasyon anlamında aktif olarak projeler yürüttüm.
2011 – 2016 yılları arasında genellikle dünyada çok fazla seyahat eden kişilerin kullandığı zenginler kulübü diye adlandırılan, sosyal medya platformu ASMALLWORLD’de etkinlik direktörlüğü yaptım. Bu kapsamda İstanbul, Dubai ve Beyrut’ta 150’ye yakın private etkinlik organize ettim.
2016’da ise Jemiyet’i kurarak kendi sosyal platformumuzu oluşturduk, şimdi Jemiyet ile meşgulüm.

Yunus Kasarcı

70’lerde baban İstanbul’daki kulüplerde çalıyordu. Haliyle çok küçük yaşlarda müzikle haşır neşir olduğunu görüyoruz. O dönemden bu döneme baktığında müzik senin için nasıl bir noktaya geldi?

Babam, 1970’lerde İstanbul gece hayatında gençliklerini doyasıya yaşamışlar. Babamın çok fazla plağı vardı. Çocukluğum babamın dual pikaplarında, o plaklarla oynayarak ve dinleyerek geçti. Ayrıca annem de büyük DJ’dir, yıllardır bize çalar mest olarak dinleriz. Kız kardeşim Elif ressam. Abim Serkan ise ses sanatçısıdır, bu sıralar O Ses Türkiye’de yoluna devam ediyor. Allah yolunu açık etsin umarım dilediği yere gelir.

1970’ler ile günümüzün kıyaslanması konusu hem müzikal hem teknolojik olarak çok ucu açık bir konu, kısaca özetlemek gerekirse; 70’ler analog, zamanımız dijital bir çağ.

“Psychedelic kültürle tanıştıktan sonra kıymetli çok arkadaşım oldu”

Corbysis, 8ekiz ve Jaan Parva isimleri ile müzik projelerin var. Bunlardan biraz bahseder misin?

Corbysis DJ’liğe ilk başladığımda kullandığım alias, Corbysis olarak tech house ve techno çalıyorum.

8ekiz daha çok etnik electronica ve editler çaldığım proje. Jaan Parva ise hayatımın bir parçası olmuş olan psychedelic kültür içinde çaldığım setlerimde kullandığım alias.

Psychedelic kültürle tanıştıktan sonra birbirinden kıymetli çok arkadaşım oldu, iyi ki varlar, buradan hepsine selamlarımı sunuyorum.

Nedir bu ayrıcalıklı dijital kulüp, Jemiyet?

Jemiyet açık fikirli ve eğlenmeyi bilen kişilerden oluşan, bir başka üyenin daveti veya üyelik başvurularının jüri onayı ile değerlendirildiği kapalı bir sosyal ağ. Biz buna “Ayrıcalıklı Dijital Kulüp” diyoruz, üyelerimize her hafta yeni etkinlikler ve ayrıcalıklar sunuyoruz. Underground based bir oluşumuz ama kulüp etkinliklerinin yanı sıra üyelerimize kültür sanat etkinlikleri, turlar (Uludağ turu, Ada gezisi gibi) gibi başka etkinlikler de sunuyoruz.

“Yüz yüze bir iletişim imkânı sağlıyoruz”

Türkiye’nin çok özel bakir yerleri var. Oraları üyelerimizle ziyaret edip birlikte zaman geçirmeyi planlıyoruz, ayrıca film gösterimleri, sanat sergileri, rakı organizasyonu, Mevlevihane sema gösterisi, kısıtlı sayıda kişinin katılabileceği private etkinlikler gibi farklı tarzda etkinlikler de sunuyoruz. Diğer sosyal medya plarformlarında üyeler birbirlerini sadece dijital ortamda görürken, biz “face to face” bir iletişim imkânı sağlıyoruz. Üyeler birbirleriyle ortak ilgi alanlarına sahip diğer üyelerle iletişime geçebiliyor, yeni insanlar tanıyarak network’lerini genişletebiliyorlar.

Bu sene üyelerimize Jemiyet Premium üyelik hizmetini sunmaya başladık, Premium üyelerimize yılda yüze yakın etkinliğe ücretsiz giriş imkânı ve birçok ayrıcalık sunuyoruz. Ayrıca birçok etkinlikte ilk içkilerini ücretsiz olarak sunuyoruz, bunun dışında Premium üyeler birçok festivalde avantajlı bilet imkânından faydalanıyorlar. Jemiyet 5 bin kişilik bir aile oldu ve zaman geçtikçe büyümeye devam ediyoruz.

Kimler nasıl başvurabiliyor? Süreç nasıl işliyor?

Yunus Kasarcı

Bir başka üyenin sizi Jemiyet’e davet etmesi gerekiyor yada www.jemiyet.com üzerinden başvuru formu dolduruyorsunuz. Başvurunuz onaylanırsa Jemiyet tarafından hoş geldiniz mesajıyla uygulamaya davet ediliyorsunuz. Onay süreci ise şöyle işliyor: Jemiyet’e katılmak isteyen kişi üyelik formunu doldurup bize iletiyor, formda istediğimiz bazı bilgiler var. Mesleği, eğitimi, çalıştığı sektör, mezun olduğu okul ve varsa sosyal medya hesapları gibi bilgileri vermeleri gerekiyor lakin hepsi zorunlu değil.

İlk başta çok bilgi istiyoruz gibi geliyor ancak kimin gerçek kimin sahte profil olduğunu tespit etmemiz gerekiyor. Formu doldurmak çok zaman almıyor ortalama 3-4 dakika sürüyor.

Jemiyet’in önümüzdeki etkinlikleri nedir?

Müzik, teknoloji, modern ve görsel sanatları bir araya getirerek alışılmışın dışında yeni projeler üreterek üyelerimize farklı deneyimler katmayı planlıyoruz. Hali hazırda her hafta üyelerimize yeni etkinlikler sunuyoruz, merak edenler Instagram üzerinden @jemiyet sayfasını takip edebilir, üyemiz olmasa da takipçilerimiz katılmak istedikleri bir etkinlik olursa bizimle iletişime geçebilirler. Kontenjan durumuna göre yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ayrıca yakında yurtdışından birçok DJ’i İstanbul’da ağırlamayı planlıyoruz.

“Türklerin dünya klasmanının çok üstünde yetiştirdiği DJ’leri var”

Çocukluktan beri kulüp kültürü içinde olan biri olarak günümüzde geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsun?

Kulüp kültürü teknoloji ile doğru orantıda değişen ve gelişen bir yapıya sahip, eskiden bu işin ustası çok azdı, şu an bilgisayarı olan herkes DJ’lik yapabilir hatta ciddiye alıp zaman ayıran herkes kendi prodüksiyonlarını yapabilir, kültürde birçok insan bu durumdan rahatsız ama ben böyle düşünmüyorum.

20 yaşında bir çocuk hevesle gece gündüz çalışıp prodüksiyon yapıyorsa ona da saygı göstereceksiniz. Bakın Avrupa’ya, her ülkenin binlerce prodüksiyon yapan sanatçısı varken, bizim ülkede maalesef üretim yapan insan sayısı çok az. Türklerin dünya klasmanının çok üstünde yetiştirdiği DJ’leri var, bunu da herkes iyi bilsin, ama biz Türkler iyi prodüktör hiçbir zaman olamadık (Türkiye’deki Türklerden bahsediyorum). Umarım prodüksiyon anlamında hayallerinin peşinden giden ve bu işe disiplinli şekilde zaman ayıran daha çok sanatçımız olur.

Son olarak eklemek istediğin bir şey var mı?

İnsan olarak hepimizin birbirinden farklı meziyetleri, yetenekleri var, bunu bir bütün olarak görüp birbirimize saygı ve sevgi ile yaklaşarak çok iyi yerlere gelebiliriz, ama maalesef kulüp kültürünün içinde gereksiz bir ego savaşı var. Ego denilen kavram: eğer siz kendinizi birisinden üstün yada aşağı hissederseniz başlayan hastalıklı düşünce durumudur. Kimse sizden üstün yada aşağıda değil, hepimiz şahsına münhasır karakterleriz. Biz bu dünyaya güzel şeyler yapmaya geldik, yeter ki ne yapmak istediğimizi bilelim ve onu gerçeğe dönüştürmek için vakit ayıralım. Konuyu Hazreti Piri Mevlana’nın bir sözü ile bitirmek isterim: “What you seek is seeking you.” Neyi arıyorsanız bilin ki oda sizi aramaktadır.

Röportaj için Yeşim Özbirinci’ye teşekkür ederim.

Aşk ile yaşayın…

Sizler tarafından desteklenmek, kaliteli içerikler üretebilmemiz için bizlere daha büyük olanaklar tanıyor. Lütfen bizi destekleyin!