Dünyanın en büyük kömür tüketicilerinden biri olan Almanya iklim değişikliği ile mücadeledeki uluslararası taahhütlerini yerine getirmek için önümüzdeki 19 yıl içinde kömür ile çalışan santrallerinin 84’ünü kapatacağını açıkladı.

CO2 emisyonlarını azaltmada uzun zamandır Avrupa’da lider olan Almanya son yıllarda amacını unuttu ve gerekliliklerini yerine getirmemeye başladı. Almanya yürüttüğü politikaların aksine kömür santralleri hâlâ Almanya’nın elektriğinin yüzde 40’ını oluşturuyor.

28 üyeli hükûmet komisyonu başkanı Ronald Pofalla, Berlin’deki bir basın toplantısında, 21 saatlik bir müzakere oturumunun ardından yapılan bir konferansta “Bu tarihi bir başarıdır” dedi. Yeni karar yedi ay süren kavgaya son verdi. “Bu sadece küçük bir adım ama önemli olan bir adım atılması ve başardık” diyen Pofalla “2038’de Almanya’da daha fazla kömür yakma tesisi olmayacak” diye devam ederek iddialı bir açıklamada bulundu.

Berlin’de kömüre karşı eylem Fotoğraf: Alex Püll

Planda, kömür bölgelerindeki zararları azaltmak için 45 milyar dolarlık bir harcama yer alıyor. Komisyonun tavsiyelerinin Şansölye Angela Merkel’in hükûmeti tarafından kabul edilmesi bekleniyor.

Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü DIW Berlin’de enerji ekonomisi profesörü Claudia Kemfert, “Bu Almanya’yı iklim değişikliği ile mücadelede bir kez daha lider haline getirebilecek büyük bir iklim politikası” dedi. “Ve aynı zamanda Almanya’nın iklim değişikliği konusunda tekrar ciddileştiği dünya için de önemli bir işaret: kömürün önemli enerji kaynaklarından biri olduğu en büyük sanayi ülkelerinden biri kömür yakıtlı elektrik santrallerini kapatıyor.”

Alman hükûmetinin  bu cesur enerji politikası 2011 yılında Japonya’daki Fukuşima felaketinin ardından 2022 yılına kadar tüm nükleer enerji santrallerini durdurma kararını hatırlatıyor.

Bu karar o zamanlar, elektrik fiyatlarının yükseleceği ve endüstrilerini yabancı rakiplere karşı daha az rekabetçi hale getireceğinden endişelenen iş liderleri tarafından acımasızca eleştirilmiş ve bu hareket anlamsız bulunmuştu.

Bunlara rağmen bugüne kadar 12 nükleer santral kapatıldı.

Kömür yakma tesislerinin yanı sıra nükleerin ortadan kaldırılması planı, Almanya’nın 2040 yılına kadar ülkenin elektrik gücünün yüzde 65 ila yüzde 80’ini sağlamak için yenilenebilir enerjiye güveneceği anlamına geliyor. Geçen yıl yenilenebilir kömür kaynaklarını kullanıp elektriğin yüzde 41 gibi önemli bir rakamını buradan eden Almanya, 2016 yılında da bir günlüğüne kullanabileceğinden daha fazla yenilenebilir enerji elde edip tüm dünyaya örnek olmuştu.

1800’lerin sonlarından 1990’lara kadar Alman ekonomisinin gelişmesinde önemli bir rol oynayan maden ocakları 1990’ların başında, büyük ölçüde Komünist Doğu Almanya’nın patlaması ve ağır kirletici endüstrisi nedeniyle kayda değer bir şekilde kapatıldı ve CO2 emisiyonu oranı ciddi bir oranda düştü. Yine de ülke, elektriğinin önemli bir bölümünü kömürden elde ettiğinde ve ekonomik kaygılardan dolayı kömürle çalışan tesislere güvenmeye devam etti.

1990’ların sonlarında kapanmaya başlayan nükleer santraller aralarında göçmen Türklerinde bulunduğu birçok insanın işini kaybetmesine neden olmuştu. Şu an doğrudan kömür endüstrisine bağlı 40 bin, dolaylı olarak da yaklaşık 20 bin iş var.

Trump yönetimine göre Almanya’nın bu çıkışı işe yaramayacak ve kömür hâlâ dünyanın ileri gelen ucuz enerji kaynaklarından biri.

Ancak Almanya’nın yakın tarihine bakacak olursak kömür kullanımını azaltmaya yönelik girişimler zamanın en zengin eyaleti olan Kuzey Ren-Vestfalya’nın iş kaynaklarının büyük bir bölümünü kaybetmesine neden olmuştu. Sadece Ruhr bölgesinde ki Zollverein maden ocağında 1932’ten 1986’da kapanmasına kadar 600 bin kişi çalışmıştı. 90’ların sonunda birçok bölgede iş kayıplarına neden olan kömür ocaklarının kapatılması Almanya’nın gelişmesini durdurmadı, yeni iş alanları açıldı ve kapanan maden ocakları farklı şekillerde değerlendirildi.

Kömür tesislerinin kapatılması için öneride bulunan panel, federal ve eyalet hükûmetlerinde liderlerin yanı sıra üst düzey sanayi ve sendika temsilcileri, bilim insanları ve çevrecilerden oluşuyor.

Almanya uzun zamandır iklim değişikliğiyle mücadelede küresel bir liderdi, ancak son yıllarda CO2 emisyonlarını yüzde 40 azaltmanın 2020 hedefini yakalayamayacağını kabul etmek zorunda kaldı. Muhtemelen bu rakam yüzde 32’nin altında olacak.

Almanya’yla birlikte yaklaşık 200 ülkenin katıldığı 2015 Paris İklim Anlaşmasın’da, küresel ısınmayı 2 santigrat derecenin altında tutulmasına ve artışı 1.5 dereceye kadar sınırlandırmaya karar verildi. Gezegen, insan kaynaklı sera gazı birikiminin bir sonucu olarak sanayi öncesi zamanlardan bu yana yaklaşık 1 santigrat derece ısındı. Bilim insanları, dünyanın yükselen deniz seviyeleri, yoğun kasırgalar ve orman yangınları etkileri çoktan yaşamaya başladığını söylüyor.

Kemfert Cumartesi günkü kararın, Almanya’nın 2030 yılına kadar 1990 CO2 seviyelerinde yüzde 55’lik bir düşüş ve 2050’de yüzde 80’lik bir düşüş hedefine ulaşması ihtimalini artıracağını söyledi.

Greenpeace Almanya’nın genel müdürü Martin Kaiser, “Almanya’nın artık kömürden kurtulmak için net bir yol haritası çizmeli” dedi. Komisyonun, hurda tesislerinin, linyit açık ocaklı bir maden için Köln’ün batısındaki Hambach Ormanı’nın son 250 dönümünü temizlemeyi tavsiye etmesinden de memnuniyet duyuyordu.

Almanya ülke geneli kömür ocakları yerleri ve durumları Grafik: https://www.boell.de/de/2015/06/02/proteste-breites-buendnis-mit-langem-atem

Ülkenin kömür yakan tesislerinin dörtte birinin (20,5 gigawatt kapasiteli) 2022’ye kadar kapatılması planlanıyor. Bu, ilk üç yıl içinde yaklaşık 24 tesisin kapatılacağı anlamına geliyor. Komisyon 2030 yılına kadar Almanya’nın yaklaşık sekiz kömür yakma tesisinin kalması ve 17 gigawatt elektrik üretmesi gerektiğini söyledi.

Umuyoruz ki Almanya hedeflerinde bu sefer başarılı olur ve bu karar küresel bir örnek teşkil eder.