Şöyle ta 2007’lere doğru bir yolculuk yaptığımızda karşımıza psy-trance kültürünü anlatan Türkiye’nin ilk yayını Maji E-Mag karşımıza çıkıyor. Yeni jenerasyonun bir kısmı bilmeyebilir lakin Maji E-Mag, İngilizce Türkçe dilinde toplamda 19 sayı yayın yaptı. Psychedelic trance kültürünün doğru oluşmasından doğru anlaşılmasına kadar etkisi çok büyüktü. Bu güzel oluşumun sürecini ve dönemin heyecanlarını kurucusu Mustafa Büyüközer’e sorduk.

Merhaba, önce kendinizi tanıtabilir misiniz bize?

Merhaba, öncelikle ilginiz için teşekkür ederim. 78 doğumluyum. Uzun zamandır Antalya’da yaşıyorum. Grafik ve web tasarım üzerine yoğunlaştığım bir meslek hayatım var. Yaklaşık 8 yıldır freelance olarak çalışmalarımı yürütüyorum. Bunların dışında özel projelerimden olan; 2001 yılında Dövüş Sanatları ile ilgili bir kitap kaleme almıştım. Sınırlı sayıda basılıp dağıtılmıştı. Çocukluğumdan bu yana uğraştığım Dövüş Sanatları ile kendi halimde ilgilenmeye devam ediyorum.

Psychedelic trance ile ilgilenmem 2002 yılına kadar uzanmaktadır. Adrasan’da Türkiye’deki ilk afişi basılıp düzenlenen psy buluşması LoveParty’nin afişini de tasarlamıştım. 2005 yılında da Goa’ya gitmiştim. Oraya gittiğimde kültürün inceliklerini daha yakından tanıma fırsatım olmuştu. Kültürün içindeki semboller ve bu müziğin içindeki güç beni cezbetmeye yetmişti. Maji Mag da kişisel projelerim arasındaydı. E-dergi formatında, psychedelic trance kültürünün içeriğini, 2007-2011 yılları arasında tasarımını ve editörlüğünü yaptığım 19 sayı yayınladık. İyi bir müzik dinleyicisiyim diyebilirim. Bu konuyla da ilgili olarak 2012-2014 yılları arasında birkaç arkadaşımın yardımlarıyla Jojomi internet radyosunu kurdum. Radyo yayın akışında Türkiye’deki radyolarda bulunmayan psybient/psychedelic/psy-trance gibi müzik türlerine de yer verdim. Yaklaşık 18 ay 7/24 yayında kaldık. Jojomi’nin son 15 ayı tüm müzik seçkilerini kendimin yaptığı bir işe dönüştü. İşlerimin yoğunluğundan projeyi askıya almak zorunda kaldım. Ayrıca son 3 yıldır Public Beta Wear (Macaristan) için psy t-shirt tasarımları yapıyorum. Kısacası kişisel projelerimle iş projelerim arasında gidip gelen görsel ve işitsel ağırlıklı bir dünyam var…

Soul Clipse’ten önceye dayanıyor

Genelde bu kültürün içindeki insanlar, üretim konusunda müziği ya da görsel sanatları seçiyor. Yazılı bir üretim çok tercih edilen bir şey değil. Maji Mag’ı çıkarmaya nasıl karar verdin? Sanırım Soul Clipse’ten sonra ortaya çıktı. Bu festival ile birlikte mi böyle bir şey yapmaya karar verdiniz?

Aslında Maji Mag benim için görsel yönden daha önemliydi. Çünkü tasarımı konusunda, ticari işlere nazaran tamamen özgür olduğum, severek yaptığım görsellerle dolu olan gönüllü bir çalışma olarak görüyordum. Sonrasında ise güzel yazılar ve dostların katkılarıyla hem görsel hem de içerik bakımından gelişmekte olan bir kültüre rehberlik etti diyebilirim.

Soul Clipse’ten önceye dayanıyor diyebilirim. Şöyle ki; 2005 yılının sonlarında Hindistan gezisinden döner dönmez Deniz ve Zeynep Yimsel kardeşlerle birlikte oluşturduğumuz Oom Vision, Türkiye’nin ilk Online Psyshop’u oldu. Web ve grafik işlerinin yanında UV active boyalarla tasarladığımız çizimleri renklendirdik ve ortaya harika psychedelic dekor ürünleri çıkmaya başladı. 2007 Temmuz ayında yapılan PsyFiles 1/Olympos festivalinde ilk standımızı açtık. İkinci standımızı da, ikinci J-Fest’te atık. Aynı festivalin resmi t-shirtlerinin tasarımlarını da yaptım. Yoğun ilgi gördük ve çalışmalarımızı daha da ileriye götürerek, aynı yılın son aylarında Maji Online Dergi’nin ilk sayısını çıkardık. Maji beklediğimizden de fazla ilgi gördü. 2011 yılına kadar hem İngilizce hem Türkçe olarak, 19 sayı yayınladık. Yurtiçi ve yurtışından bize ciddi yardımlarda bulunan kişilerle, gittikçe genişleyen bir aile haline geldik.

Soul Clipse 2006

Psy-trance’ın büyülü dünyası

Maji ismini neden seçtiniz?

Maji ismini bu projeye beraber başladığımız Deniz & Zeynep Yimsel kardeşlerden Zeynep’in seçmiş olduğu bir isimdi. O dönemler bu kültürün “büyülü” dünyası hepimizi etkilemişti. Maji olabilecek en iyi isimdi bence…

Maji Mag’in amacı neydi?

Maji Mag için, sanat, felsefe ve müziğin vizyoner filozofisini kutlayan bir dizi kültürel çekim alanı oluştursun istemiştik. Geçmişle dayanışma içinde durup, geleneksel kültürlerin bilgeliğinden öğrenmeye çalışırken, arkaik bilginin şöleninde pasif seyirciler olmadığımızı geleceğe bakarken haykırmaktı belki de…

Yaşamın yoğunluğunu, coşkusunu, anlamını ve çelişkilerini; psychedelic öğelerden esinlenmiş sanat, mistik şiirler, bilinçli ifadenin acımasız akışları arasındaki edebi yorumlamalarla, kimi zaman felsefi ve görsel bir sergi gibi, kimi zaman da yaratıcı zihni aydınlatan manevi uygulamaların ortaya çıkmasıyla tüm bunları birlikte keşfederek bir araya getirmeyi amaçlamıştık. Müzik ve dans ise; tüm bunların kesişim noktasıydı Maji için…

Kaç kişilik bir ekiptiniz? Hangi konuları işliyordunuz?

Ben, Deniz & Zeynep Yimsel kardeşler ile çekirdek kurucu ekip üç kişiydik. Sonradan aramıza katılan Melek Ayçenk de derginin çevirileri konusunda son sayıya kadar bizimleydi. Ama yukarıda da belirttiğim gibi Maji’ye katkısı olan burada isimlerini sayamayacağım kadar çok arkadaşımız bize yardım ederek çok daha kalabalık bir ekip olmuştuk. Hepsine We are the Hippies aracılığıyla buradan tekrar teşekkür ederim.

PsyFiles 2007

Herkesi birleştiren bir yönü oldu

Genellikle serbest tarzda yazılar, seyahat notları, DJ ve görsel sanatçılarla röportajlar, bilinçlendirici ve bilgilendirici yazılar ve özellikle son sayılarda İngiltere’den ve Güney Afrika’dan arkadaşlarında bize katılmasıyla felsefi yazılar, festival notları gibi çok yönlü ama psy kültüre hitap eden bir konu akışı vardı.

Dergiyi yayınlamaya başladıktan sonra Türkiye’deki psy oluşuma ne gibi katkısı oldu? Değişiklik gözlemlediniz mi?

Öncelikle Türkiye’deki psy-trance dinleyen hemen hemen herkesi birleştiren bir yönü oldu. Fanzin ruhu ile başlayan sonraları daha da renklenen yapısıyla, gözle görülür biçimde takip edilmeye başlandı. Benim fikrim, önemli katkıları oldu diyebilirim. Maji’nin katkısı bazen müzikal anlamda bazen dekor anlamında bazen psy art anlamında birçok kişiyi bilgilendirirken, zaten bu işle uğraşanları da teşvik ediyordu. Bu geri bildirimleri festival buluşmalarında çok net görebiliyorduk. Bu da bizi Maji’yi daha ileriye götürmek için hep motive eden bir faktör olmuştur.

Psy-trance kültürünü anlatan Türkiye'nin ilk yayını Maji E-Mag
Kartal Gölü 2007

Peki, yayını neden durdurdunuz?

Bunun tek bir nedeni yok ama öne çıkan en önemli neden yeterince vakit ayıramamızdı. Hem görsel açıdan hem de içerik bakımından güzel olabilmesi için, ciddi vakit ayırmak gereken hale gelmişti. Sende takdir edersin ki; gönüllülük esasına dayanan projelerde bazı şeyleri yapmak zor olabiliyor. Bu projeyle ilgilenen kişilere, maddi anlamda ayırdıkları vakitleri değerini verebilen bir ekosistem oluşabilseydi, şu an bence Türkiye’nin bir e-dergisinden çok tüm Dünya’ya yayın yapan bir e-dergi ve belki de basılı bir dergi konumunda olabilirdi.

Son olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?

We are the Hippies’i incelediğimde Maji’nin taşıdığı bayrağı teslim almış gibi hissettim ve bu beni mutlu etti. Bu anlamda Maji’nin tüm bilgi ve tecrübelerinin We are the Hippies için sonuna kadar açık olduğunu bilmeni isterim. Yayın hayatınızda başarılar dilerim.

İnternet sitesi: www.majimag.com

Full power
Mustafa Büyüközer’in dijital çalışması; Universes
Love Party 2002